Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

140 syf.
10/10 puan verdi
Sabahattin Ali'nin Değirmen kitabındaki hikâyeler, Sabahattin Ali'nin gençliğinde, 1926-1929 yılları arasında yazdığı ilk denemelerden oluşan, çoğunlukla romantik aşk hikayeleridir. Hikâyeler çoğunlukla bir dramla sona ererler. Aşk, düşkün kadınlar, köy ve köylüler, işçiler, hastane ve doktorlar, hapishane ve mahpuslar, aydınlar/yöneticiler, çocuklar; hikâyelerini çevrelediği konulardandır. Halk hikayelerinden bazı motifler taşımakla birlikte, o yılların magazin hikâyelerine özgü hayalci, masalsı, olağandışı bir içerikleri vardır. Alman romantikleri ile Maksim Gorki, Knut Hamsun, E.T.A. Hoffmann, Bayron, Oscar Wilde, Maupassant, Edgar Poe gibi yazarlardan bazı etkiler taşırlar. Örneğin "Değirmen" hikâyesiyle Gorki'nin "Makar Çudra" hikâyesi arasında birçok benzerlikler bulunur. Ayrıca, yazarın kendisi de bir mektubunda bunu açığa vurur: "Ben en çok ikinci kısımdaki yazıları beğenirdim. Gorki'yi pek fazla okumuş değilim, onun "Makar Çudra" isimli bir hikâyesine benim "Değirmen" hikâyesini benzetmişlerdi, varit gördüm, çünkü "Değirmen"i yazmadan bir ay evvel okumuştum Gorki' ninkini. Diğer hikayeler de sahih olarak Anadolu'dur. Basit ve küçük adamları mevzu almışlardır." Duygulu doğa tasvirleriyle dolu "Değirmen"de bir çingene delikanlısının dramatik aşkı anlatılır. Kız sakattır, bir kolu yoktur, bu yüzden çingeneyle evlenmekten kaçınmaktadır. Bunun üzerine, delikanlı onunla kavuşmanın tek yolu olarak gördüğü bir kolunu değirmendeki çarka kaptırarak keser. Çünkü, ona göre, "sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımaya tahammül etmeyerek onu koparıp atabilmek, yalnız bu sevmektir." "Değirmen"de sevenlerin birleşmesini başkaları engellemez. Engel onların arasında, daha doğrusu içindedir: Kızın, sakatlığı dolayısıyla, benliğini kemiren aşağılık duygusu kendisini sevgilisinden uzaklaştırır. "Kurtarılamayan Şaheser" ile "Viyolonsel"de de buna benzer duygusal yorumlar ortaya konur. "Kırlangıç"lar hikayesinde gerçeğe biraz yaklaşır: Yazın, birbiriyle tanışan iki kırlangıç birbirini sevmeye başlar. Fakat güz gelince ayrılmak zorunda kalırlar: "... Birbirlerinin gözlerine baktılar; artık yuva kurmak zamanının geçtiğini, sonbaharın geldiğini, ayrılacaklarını anladılar. İkisi de içini çekti. Tepelerden birçok kırlangıç geçti: Sıcak yerlere dönüyolardı. Ayrıldılar... Ve bir daha birbirlerini görmediler... " Sevgililerin ayrılmasına duygusal ya da düşsel bir öğe değil, güzün gelişi yol açar. İlk hikâyelerinde romantik akımda yazan Sabahattin Ali, sonraki hikâyelerinde gerçekçi durumlara değinmiş ve toplumcu yönde hikâyelerini yazmıştır. Köy ve köylü hikâyelerinin ana unsurlarıdır. Her zaman fakir ve alt tabakadaki haklı görerek hikayelerinde de bu yönde kahramanlarını haklı çıkarır. Her hikâyede ya hayatın haksızlığı ya da insanın insandan haksızlık görmesi anlatılır. Hikayeleri mutlu sonla değil, genellikle dram ve acıyla sona erer. Her hikâyesini sindire sindire, keyifle okudum. Kendisi ilk hikâyelerini beğenmemiş, acemiliğinden dem vurmuş. Günümüzde word dosyası açmayı bilenlerin "ben yazarım" demeden önce böyle yazarların yazdıklarını nasıl acemilikle değerlendirdiğini de bilmelerini isterdim...
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202144,8bin okunma
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.