Babaannem der ki:
“Her zaman kırılan cam kesmez insanın etini..
Kırılan güç, kırılan heves...
Kırılan hayal,
işitmesini bilene, kırılan onurdaki ses...
Kırılan kalp ve kalpte can bulan nefes..
Dostluk tahtına oturttuğun
ya ansızın arkasını dönen
ya tekmesini yediğin herkes...
Boş ver sözü boşa değil;
Et kaynar da, can kaynamaz kızım..
Dirhem dirhem eksilsen de
feleğin kırdığı potlara ver,
cilala gitsin..
Sanır mısın ki ışıl ışıl
el alemdeki kafes?...”