SİNEMA VE EDEBİYAT DÜNYASINDAN BİRKAÇ BAĞIMLI KİŞİLİK
• Don Kişot ve Sanço Panza, Don Juan ve Leporello, Sherlock Holmes ve Doktor Watson... Bütün kahramanların dümen suyunda, kahramanların yanında yaşadığı serüvenlerin dışında bağımsız bir yaşamı ya da düşüncesi olmayan, sadık, gizemli bir kişi, bağımlı bir kişilik bulunur. Çizgi romanlarda bu ünlü çiftlere sıkça rastlanır: örneğin Obeliks ve Kaptan Haddock bağımlı kişiliğin sayısız özelliğini sergilerler.
Aşk bağımlılığı, yazarlar için bir başka esin kaynağıdır. Albert Cohen, Belle du Seigneur de, Ariane'ın kişiliğinde, sevilen varlığa karşı duyulan aşırı bağımlılığı anlatır. Tennessee Williams Mrs.Stone'un Roma Baharı (The Roman Spring of Mrs. Stone) adlı yapıtında elli yaşındaki bir kadının, kendinden çok genç bir erkeğe duyduğu aşkın, nasıl kimliğini ve saygınlığını yitirmesine yol açtığini anlatır.
Pascal Lainé, Dantelci Kız'da, kendi ayakları üzerinde duramayan, kendini beğenmiş bir entelektüelle birlikte olup onu usandıran, bağımlı genç bir kadının dokunaklı portresini çizer.
Sinema da, bağımlı kişileri aşırı derecede ele alır. Édouard Molinaro'nun L'Emmerdeur'ünde (1974), Jacques Brel, kendisini bir intihar girişiminden kurtaran Lino Ventura'ya, komik biçimde yapışan bir pazarlamacıyı canlandırır. Stanley Kubrick'in Barry Lyndon (1975) filminde, Marisa Berenson, hüzünlü ve soru işaretleri dolu bakışlar fırlatmaktan başka en ufak bir bağımsızlık girişiminde bulunmayarak erkeklerin gölgesinde yaşayan güzel aristokrat Lady Lyndon'u canlandırır... Ancak tipi en iyi çizilen kişilik, Woody Allen'in yönetmenliğini yaptığı ve oynadığı Zelig(1984) filminde karşımıza çıkar. Ünlü sanatçı bu filminde, gerçekten kim olduğunu bilmeyen, karşılaştığı kişilerin düşüncelerini, yaşam biçimlerini hatta fiziksel özellikleriyle giysilerini bile taklit eden bir kişiyi canlandırır.
Sayfa 215 - İletişimKitabı okudu
·
114 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.