Gönderi

Ruhumuzdaki boşluğun farkına vardığımız şu günlerde...
Bedel ödeniyordu. Bedel ruhsal boşluk olarak ödeniyordu: Dolu bir mideye karşılık ruhsal boşluk! İnsanların spor arabaları, ipek kravatları, lazer ayakkabıları, yazlık evleri, dondurulmuş yemekleri ve seans başına bilmem ne kadar para alan psikologları vardı. Vardı ama insanlar yine de ne istediklerini bilemiyorlardı. Ne istediklerini bilememek bir yana, çoğu durumda ne hissettikleri üzerinde de net bir fikre sahip değillerdi. Karar verme yetersizlikleri ve acı verici güçsüzlük duyguları içinde bir o yana bir bu yana salınıp duruyorlar, kimlik bunalımıyla derinlikten yoksun biçimsel değerlere bağnazca sarılıp uyumlarını sürdürüyorlardı. Oysa derinlikten yoksun değerlerin bir işe yaramadığı, insan ruhundaki boşluğa çare olamayacağı, onu dolduramayacağı açık bir gerçek!
Sayfa 101 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
·
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.