Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Balkan Savaşı Sırasında Osmanlı Siyasi Elitinin Gafil Tavri Balkan Savaşı sürecinde dost görünen Fransa, Ingiltere, başta Fransız Poincare olmak üzere savaş çıkar çıkmaz Büyük ve Güçlü Türk devletinin dört küçük Balkan devletini kolay yeneceği inancıyla "Savaşta kim galip gelirse gelsin sinirlar değişmeyecek" ültimatomunu verdiler. Balkanlarda bes yüz yılı aşkın Türk kentleri savaşmadan düşmana teslim olmuşlardı. Ipek, Üsküp halkı değil,Selanik şehri yöneticileri de savaşmadan şehri düşmana teslim etmek için Osmanlı ordusunun komutanlarına baskı, düşman ordusuna ise davet yapmışlardır. Kentlerin neden direnmeden teslim olduğunu Şükrü Hanioğlu, şöyle açıklar: "Savaşın başlamasından hemen önce büyük devletler bütün taraflara, yani Osmanlı Devleti ve dört Balkan devletine bir nota verdi ve dedi ki, biz savaş istemiyoruz ama savaş olursa statükonun değişmesini tanımayacaz!Yani savaşacaksanız boşuna savaşmış olacaksınız, sonra biz size yine aynı statükoyu uygulayacağız. Osmanlı Devleti savaş yenilgiyle sonuçlansa bile büyük devletler statükoyu yeniden yürürlüğe koyar ve sınırların degismesini önler." beklentisi içindeydi. Balkanlarda utanç duyulacak bir bozgunu ve felaketi yaşayan dönemin gafil yöneticiler Batılı devletlere bu taahhütleri hatırlatacaktır. Osmanlı delegasyonu Alman Dişişleri Bakanina büyük devletlerin bu taahhütlerini hatırlatacak ve karşılığından da şu cevabı alacaktır. "Sartar o kadar degisti ki statükoyu muhafaza edemeyiz, maalesef artik statüko tutulamaz." Birinci Dünya Savaşı'nın Türkiye açısından en önemli sonucu Batı ya da Batılının güdümünde onlarla iş birliği yaparak onların ihtiyaçlarına uygun davranarak varolunabileceğine inanlan bir zihniyetin çökmesi olarak ifade edilebilir. Bu zihniyet kırılması Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşunun da temellerini atacaktır.
Sayfa 386 - Özcan YENİÇERİKitabı okudu
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.