Sabahları azıcık peynir ve ekmek yiyelim
Her kelamın kavşağında bir fidan ekelim
Her iki hecenin arasına sükûtun tohumunu ekelim
Ve kendisinde rüzgâr esmeyen bir kitabı okumayalım
Ve kendisinde derinin ıslaklığın şebnemini taşımadığı
Hücrelerin boyutsuz olduğu bir kitabı okumayalım.
Ve sineklerin tabiatın parmak uçlarından uçmasını,
Leoparların yaratılış kapısından kovulmasını
Hiç ama hiç istemeyelim.
Ve bilelim ki eğer kurtçuklar olmasaydı
Bir tarafı eksik kalırdı hayatın,
Ağaçların kanunu hemencecik zarar görürdü,
Solucanlar olmasaydı eğer.
Ellerimiz gizlice başka bir şeyin peşine düşerdi
Ölüm olmasaydı.
Uçuşun hayat dolu mantığı değişirdi olmasaydı eğer ışık
Ve bilelim ki mercanlardan önce denizlerin rüyalarında bir boşluk vardı.
Ve asla nerde olduğumuzu sormayalım kimseye
Koklayalım hastanede yeni açan atlas çiçeğini.
Bahtın kaynağı nerdedir diye sormayalım.
Ve sormayalım hiç, hakikatin kalbi neden mavi diye
Dedelerimizin gecelerinin
Ve rüzgârlarının nasıl olduğunu
Hiçbir rüzgâr geçmişten esmez.
Geçmişteki yeşil senavberin penceresi kapalı,
Ve toz kaplamıştır geçmişteki rüzgârgüllerinin üzerini.
Geçmiş yorgunluğun tarihidir.
Sayfa 33 - Balkon Sanat