Gönderi

84 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Dünyaya gözlerinizi yummadan önce okuyun, okutun. Evet, bir miktar dert doluyorsunuz. (Bir miktar: Ölümüne.) Paramparça oluyorsunuz. Her satırı sindirebilmek için biraz süreye ihtiyaç duyuyorsunuz. Öyle cümleler var ki okuduktan sonra derinden bir of çekiyorsunuz. Çektiğiniz of yeterli gelmiyor, ağlamak istiyorsunuz. Eşini kaybettikten sonra bu şiirleri yazan adam öyle bir adam ki, yazdığı şiirler öyle şiirler ki, onun acısını ete kemiğe bürünmüş bir hâlde karşınızda buluyorsunuz. Kalbiniz yanıyor. Eğer ki benim gibi aşka saygınız ve inancınız sonsuzsa kalbiniz gerçekten yanıyor. Şükrü Erbaş'ın karşısına geçip "Abi, sen bu acıya nasıl dayandın?" diye sormak istiyorsunuz. "Abi, sana 'seni çok özledim çok, ben gelene kadar çürüme ne olur' mısralarını yazdıran acıya nasıl dayandın?" Bu nasıl bir aşk ya Rabbi, bunlar nasıl satırlar diye isyan ederken buluyorsunuz kendinizi. Dört bir yanınız kederle kaplanıyor. Daha fazla kaldıramayıp yarın devam etmek üzere sessizce elinizden bırakıyorsunuz. Çünkü kalbinize saplanıyor cümleler. Dayanamıyorsunuz. "Sen nasıl yok olursun anlamıyorum." diyor. Siz de anlamıyorsunuz. Hatice'nin neden yok olduğunu, bu adama bu acıyı neden yaşattığını anlamıyorsunuz. Öldüğü için, bu satırları yazdırdığı için onu affedemiyorsunuz. Bu eşi benzeri olmayan adam öyle bir acı çekmiş ve bunu öyle bir yansıtmış ki şiirlerine, Hatice'sini kaybeden siz oluyorsunuz. Okudukça ne canınız kalıyor ne ciğeriniz. Benim gibi zaten bu yaşta ne canı ne ciğeri kalanlardansanız vay hâlinize...
Yaşıyoruz Sessizce
Yaşıyoruz SessizceŞükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201613k okunma
·
24 views
Ümit Siri okurunun profil resmi
Mutlaka okuyacağım
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.