“Ne çok yıldız var. Sanki birisi, içimizdeki yaraları tek tek toplayıp gök kubbeye dizmiş. Yaralar sancıdıkça yıldızlar parlıyorlar.” ”Kimlerin yaraları?” ”Gökyüzünde hepimizin yarasına yetecek kadar yıldız var...” . . “Ben, ölüm ile kalım arasındaki incecik çizgiyim. Sen ise üstümde yürüyen cambazsın.” “Peki ben mi korkmalıyım, yoksa sen mi?” “Sen düşersen bana bir şey olmaz. Ben koparsam sen zaten olmazsın.” . . ️Dünyasızlar... Kitabın ilk sayfasından itibaren farklı dünyaların kapıları açılıyor önünüze. Yüzünü kaybeden bir kızın yaşadığı acılar yüreğinizi sızlatıyor önce. Sonra 1941 yılında Bakü’de Firuz ve Ayvaz’ın dostluğunun sıcaklığıyla ısınırken buluveriyorsunuz kendinizi. Akif Abinin sahaf dükkanında kitapların büyülü dünyasında küçük bir gezintiye çıkıyor, Tolstoy ve Dostoyevski üzerine tartışılan tatlı sohbetlere müdahil oluyorsunuz. Savaş ve Barış, Siddhartha, İnsancıklar, Madam Bovary, Gurur ve Önyargı satır aralarında selamlıyor sizi. Maceradan maceraya sürüklenirken İkinci Dünya Savaşı yıllarının Sovyet Rusya’sında savaşın soğuk yüzünü hissediyorsunuz. Lenin, Stalin, Troçki, Mussolini, Hitler, Churchill gibi tarihe yön vermiş liderle tanışıyor, komünizm, faşizmin amansız mücadelesine tanık oluyorsunuz. Sonra hayal ve gerçek arası bir dünyada bir Piramidin içinde Cengiz Han ile karşılaşıyorsunuz. Modern bir Harut ve Marut hikayesi ile hiç bitmesini istemeyeceğiniz bir aşk destanına şahit oluyorsunuz. Sürükleyi bir macera, akıldan çıkmayacak sarsıcı bir aşk masalı... Yazardan okuduğum ilk kitap. Çok severek okudum, hiç bitmesin istedim. Çok seveceksiniz️ . . ”Sırlarını kuyuya fısıldayanlara, yıldızını aramaktan vazgeçmeyenlere...”

DünyasızlarKaan Murat Yanık · Turkuvaz Kitap Yayınları · 20202,725 okunma

·

19 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tuğba Tezel