Bazı kitaplar bittiğinde üzülüyorum işte bu da o kitaplardan biri oldu benim için. Hep kalemiyle tanışmak isteyip bir türlü okuyamadığım nadir yazarlardandı Kaan Murat Yanık.
"Artık büyük beklentilerim yok. Yalnızca dünyayı susturup biraz kitap okumak istiyorum." Bu kitabın içindeki size “Kitabı ben yazsam bu kadar olur.” Dedirten sözlerden sadece bir tanesi. O kadar olayın içinde oluyorsunuz ki Hikaye kısmıyla birlikte İstanbul’dasınız. Hikaye içinde hikaye ile Fethiye’de başlıyor Azerbaycan’a uğrayıp tam da Hikayenin başladığı yerde bitiyor. Bu yolculuktayken yazarın dilini, anlatış biçimini Nazan Bekiroğlu’na benzettim ama kesinlikle paralel değil anlattıkları şeyler, sadece anlatış şekilleri ve romanın sizi alıp içine çekmesi bana yakın hissettirdi bu iki yazarı.
Kitapta sıcak bir dostlukla başlarken güzel bir aşkla devam ediyor. Bu kitapta sizi savaşın ve zorlukların getirdiği birçok duygu karşılıyor. Çocukluk arkadaşı olan iki oğlanın, macera dolu öyküsü ve bir ömür süren dostlukları. Bir yanda savaş, bir yanda aşk ve zekice planlanan hayallerine ulaşma yolu. Zühre yıldızı gibi güzel kız, Maral ve muhbir sincap, Nohut. Üniversitede başlayan veterinerlik ve tiyatro, askerde baytarlık ve doktorluk. Tek beni üzen nokta bir kız iki erkek durumunun burada da karşıma çıkması. İyi ki tanıştım dediğim kalemlerden oldu kendisi. Okumalısınız arkadaşlar… :D