Yeni Dünya

Sabahattin Ali
1930’lu yıllarda öyküye taze bir soluk getiren Sabahattin Ali, hikâyelerinde insanın zavallılığını ve gücünü sarsılmaz bir üslupla, masalsı ve destansı biçimde yansıtmayı başardı. Şiir, hikâye ve roman yazan, çeviriler yapan Ali, tüm eserlerinde insan ruhuna ayna tuttu ve gerçeğe bu aynadan baktı. Türk edebiyatının büyük yazarından, içinde sinemaya da aktarılan Hasanboğuldu’nun olduğu 13 düşünen öykü...
128 sayfa · İlk Yayın Tarihi: 1943
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

157 syf.
10/10 puan verdi
Yeni Dünya ince bir gönderme çok ince
" On beş günlük ömrü on beş seneye sığdıramazsın da, on beş senelik ömrü on beş günde yaşayıverirsin!"
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Okumadım yaşadım. O kısacık ömrüne birbirinden güzel hikayeleri nasıl sığdırdın ? Ah ne yaptın gözlerimde okyanuslar. Köylüyü, yokluğu, devletin ne derece etkin olduğunu ne güzel dile getirmişsin.. Bu benim kitabı ikinci
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Can Yayınları · 201929,5bin okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ah be Sabahattin Ali!
"Kendi kendime: 'Başladığın işi yarıda bırakma iki gözüm, sana yakışmaz!' diyorum" (s.9).
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
'nin ne zaman bir şiirini, romanını ya da hikâyesini okusam, "Ah be Sabahattin Ali, biraz daha yaşasaydın ve bizler için bu şarkıyı yarıda bırakmayıp biraz daha yazsaydın olmaz mıydı?" demekten kendimi alamıyorum.
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202129,5bin okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
7 saatte okudu
YENİ DÜNYA - Dikkat spoiler içerebilir!
Sabahattin Ali her biri birbirinden değerli eserleri, bu kadar kısa ömrüne nasıl sığdırmış hayret doğrusu. Memleketten yaşam manzaraları ile Yeni Bir Dünyada yolculuğa çıkmak isteyenler okuyabilir. Diğer kitapları gibi bu da akıcı ve sade. Keyifli okumalar diler, böyle güzel bir mecrayı bizlere sunduğu için 1K ekibine teşekkür ederim.
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202129,5bin okunma
148 syf.
8/10 puan verdi
İnsan ne garip şeydir!
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
bu kitabında 1936-1942 yılları arasında dergilerde yayımladığı hikayelerini bu eserde toplamış. İçerisinde 13 tane hikaye var: “Asfalt yol, Hanende Melek, Çaydanlık, Ayran, Isıtmak İçin, Uyku, Selam, Bir Mesleğin Başlangıcı, Bir Konferans, Yeni Dünya, İki Kadın, Sulfata, Hasanboğuldu” Bu hikayeler okuyunca içimizi sımsıcak edecek türden hikayeler değiller tam tersine okuyunca huzursuz olup, anlatılanlar üzerine düşünmemiz gereken hikayeler. Anadolu insanı ve yaşamını tüm gerçekliğiyle anlatan hikayeler. Konu olarak yaşanılan yokluk, yoksulluk, sağlık sorunları, geçim zorluğu, insanların dönem zihniyeti ve olaylara bakış açılarını çok güzel dile getirmiş Sabahattin Ali. Genel olarak güzel bir kitaptı.
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
' nin yalın bir dili olmasına karşın anlatılan olaylar bir o kadar sarsıcıydı. Çünkü bu anlatılanlar kurgu değiller aksine o kadar gerçekler ki.. En sevdiğim alıntıyla bitirmek istiyorum: "Kim olursan ol... Dünyada kendisi için hiçbir şeyi olmayan bir insanın bile başkalarına yardım edecek bir şeyi vardır... Hiç olmazsa bir tek sözü ..."
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202029,5bin okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
8 saatte okudu
Sabahattin Ali'nin kişiliğine, kalemine ve eserlerine hayran olan okuyucular bilir ki sürekli onu okumak ve onun anlatımındaki sadeliğe yeniden hayran kalmak istersiniz. Yeni Dünya, kütüphanemde okunmak için bekliyordu uzun süre. Açıkçası Sabahattin Ali'nin tüm kitaplarını okuma gibi bir hedefim olsa da bunu zamana yayarak yapmak istiyordum ve en azından biraz bekletmek, Sabahattin Ali'nin herhangi bir kitabını ilk kez okuma keyfini hemen kaybetmemek istedim. Bilenler bilir, Sabahattin Ali'nin dili sade, anlatımı akıcıdır. Hele de diğer eserlerine sizi aşık ettiyse herhangi bir kitabını bir oturuşta bitirmeden kalkamazsınız :) Bu bende de oldu ve Yeni Dünya yaklaşık bir saat içinde bitti. Tabi ki de birkaç gün sonra yeniden okumaya başlayacağım. Zira onun kitapları kısa sürede okunup kaldırılmayı hak etmiyor :) Kitapta toplam 13 hikaye var, hepsi de birbirinden muazzam. Dili, üslubu, anlamındaki doluluğu hepsini gözümde eşit kılsa da en sevdiğim hikayenin, kitaba da adını veren, 'Yeni Dünya' hikayesi olduğunu da söylemeliyim. Sabahattin Ali'ye karşı olan sevgimi, hayranlığımı daha da çok arttırdı. Kesinlikle okunması gereken muazzam bir eserdi.
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Yeni Dünya
Yeni Dünya
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202129,5bin okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sabahattin Ali'nin en son geçen sene Sırça Köşk'ünü okudum. Bir seneden fazla oldu kendisinin kitaplarını okumayalı. Yeni Dünya'yı okumaya başlayınca daha ilk hikayede eski bir dostla karşılaştık da tatlı bir sohbete başladık hissine kapıldım. Kitaba gelecek olursak 13 kısa öyküden oluşuyor. Tüm Sabahattin Ali kitaplarında olduğu gibi birçok eski kelime olsa da bu durum okuru yormuyor çünkü yalın arı bir dili var. Bu 13 öykü arasında benim en sevdiğim Hanende Melek ve Isıtmak İçin oldu. Bu iki öyküde beni etkileyen neydi dersek sanırım karakterlerin vicdanı merhameti oldu. Uzun lafın kısası tavsiye ederim.
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202129,5bin okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Yeni Dünya'da, “bütün teferruatıyla hayatı ihtiva eden” öyküler yer alıyor; özlemleri ve hayal kırıklıkları, bencillikleri ve cömertlikleri, iyicil ve kötücül yanlarıyla hayat içinde varolan insanların anlatıldığı öyküler... Keyifli okumalar.
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202129,5bin okunma
128 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
Her eseri mi mükemmel olur
Kitaba geçmeden önce Sabahattin Ali'nin öykücülüğunden bahsedelim. Sabahattin Ali, eserlerinde Anadolu insanının yol, su, toprak,işsizlik, ağalık düzeni, bürokratik baskı, sağlık gibi sorunlarını ortaya koymuş ve bu sorunları bir sanatçı gibi görmüş ve hikayeleştirmiştir. Kimi araştırmacılara göre ise Sabahattin Ali, toplumsal münasebetlerde o
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202129,5bin okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Aptal mıdır nedir? Boyuna kitap okuyup düşünür. Diyor kitabında
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
13 tane öyküden oluşan kitap çok akıcı ve sürükleyici ilerliyor. Duygu yüklü öykülerden oluşan, okuması çok keyifli bir eser. Naçizane herkese tavsiyemdir. Keyifli okumalar dilerim. Arka Kapaktan Alıntı: "Hala bir şey çıkmadı... Galiba bu yolu yapmayacaklar. Köylü de bana yardım etmiyor. Pek ölü mahluklar... Belki de pek akıllı mahluklar da, boşuna yere uğraşmak istemiyorlar. İçimde hiç sevk kalmadı. İnsana birkaç kelime ile cevap verseler yine neyse, fakat ne evet, ne hayır!... Sanki bu istidaları ses vermez bir derin kuyuya atmışız. Akşamları köyün yanı başındaki sırta çıkarak uzakta tozlara bulanıp uzanan yolu seyrediyorum. Bazan tozdan bembeyaz olmuş ve üstüne sepetler denkler sarılmış bir kamyon görünüyor, bir bataklıkta dizlerini kaldırıp indirerek yürüyen bir insan gibi ileri geri sallanarak, yıkılacak gibi olarak, ağır ağır ilerliyor. Bu o kadar üzücü bir manzara ki, tekniğin en son ifadelerinden biri olan bu makine ile dünyanın bu en iptidai yolunun mücadelesini görmemek için insan gözlerini kapıyor. Bazan koşup yolu avuçlarımla düzeltmek, orada hiç olmazsa beş on metrelik bir yeri bir 'yol' haline koyarak kendini hisseme düşen vazifeyi yapmış olmak istiyorum."
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202129,5bin okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Bizi, Bize Anlatan
Önceki öykü kitaplarında adaletsizliğe isyan eden öykülerini gördüğümüz Sabahattin Ali, bu kitabında daha çok, dikkat çekilmesi gereken gözlem gücünü kullanarak hayat hikayeleri anlatıyor bize. Bu kitaba alt başlık rahatlıkla “Memleketimden İnsan Manzaraları” olabilirmiş (tabii Nazım Hikmet’e nasip oldu Sabahattin Ali’ye nasip olmayan).
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202129,5bin okunma

Yazar Hakkında

Sabahattin Ali
Sabahattin AliYazar · 103 kitap
Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907'de Edirne Vilayeti'nin Gümülcine Sancağı'na bağlı Eğridere kazasında doğmuştur. Babası piyade yüzbaşısı (Cihangirli) Selahattin Ali Bey'in görev yerlerinin sık sık değişmesi dolayısiyla, ilköğrenimini İstanbul, Çanakkale ve Edremit'in çeşitli okullarında tamamlamıştır. Edremit'e göçtüklerinde bölge Yunan işgalinde olduğu için emekli olan babası aylığını alamamış ve aile çok zor günler geçirmiştir. İlkokulu bitirdikten sonra parasız yatılı olarak Balıkesir Öğretmen Okulu'na giren Sabahattin Ali, beş yıl burada okumuş, daha sonra İstanbul Öğretmen Okulu'nda mezun olmuştur (1926). Bir yıl kadar Yozgat'ta ilkokul öğretmenliği yapmış, Millî Eğitim Bakanlığı'nın açtığı sınavı kazanarak Almanya'ya giderek iki yıl orada okumuştur (1928 - 1930). Yurda döndükten sonra Sabahattin Ali, Orhaneli’nde ilkokul öğretmenliğine atandı. Aydın ve sonra Konya ortaokullarında Almanca öğretmenliği yapmıştır. Konya'da bulunduğu sırada, bir arkadaş toplantısında Atatürk'ü yeren bir şiir okuduğu iddiasıyla tutuklanmış (1932), bir yıla mahkûm olarak Konya ve Sinop cezaevlerinde yatmış, Cumhuriyetin onuncu yıldönümü dolayısıyla çıkarılan af yasasıyla özgürlüğüne kavuşmuştur (1933). Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara'ya giden Sabahattin Ali Millî Eğitim Bakanlığı'na başvurarak yeniden göreve alınmasını istemiştir. Dönemin bakanı Hikmet Bayur'un "eski düşüncelerinden vazgeçtiğini ispat etmesini" istemesi üzerine Varlık dergisinde "Benim Aşkım" adlı şiirini yayımlayarak (15 Ocak 1934) Atatürk'e bağlılığını göstermeye çalışmıştır. Aynı yıl Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü'ne alınmış, Ankara II. Ortaokul'da öğretmenlik yapmıştır. 16 Mayıs 1935 günü Aliye Hanım ile evlenmiş, 1936'da askere alınmış, 1937 Eylülünde kızı Filiz Ali dünyaya gelmiştir. Yedek Subay olarak askerliğini Eskişehir'de tamamlamış, 10 Aralık 1938 de Musiki Muallim Mektebi'nde Türkçe öğretmeni olarak göreve başlamıştır. 1940 yılında tekrar askere alınmış, askerliğini yaptıktan sonra Ankara Devlet Konservatuarı'nda Almanca öğretmenliği yapmıştır (1941 - 1945). "İçimizdeki Şeytan" romanı milliyetçi kesimde büyük tepki toplamıştır. Nihal Atsız'ın hakkında yazdığı hakaret dolu bir yazıya karşılık dava açmış, dava sırasında çok sıkıntı çekmiştir. 1944 yılında davayı kazanmasına rağmen tepkilerden kurtulamamıştır. Olaylı duruşmalar sonunda bakanlıkça görevinden alınmış, İstanbul'a giderek gazetecilik yapmaya başlamıştır (1945). Ancak fıkra yazdığı La Turquie ve Yeni Dünya gazeteleri, Tan olayları sırasında tahrip edilince işsiz kalmış, Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz'la Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Öküz Paşa gibi siyasal mizah dergilerini çıkarmıştır (1946 - 1947). Ancak, bu gazeteler tek parti iktidarının baskılarıyla karşılaşmış, dergilerin isimlerindeki Paşa ifadesiyle "Milli Şef" İsmet Paşa ile alay edildiği iddiası ile kapatılmış, yazılar ve yazarları hakkında kovuşturmalar açılmıştır. Sabahattin Ali dergilerde çıkan yazılarından dolayı üç ay hapis yatmış, karşılaştığı baskılardan bunalmıştır. Ali Baba dergisinde yayımladığı "Ne Zor Şeymiş" başlıklı yazıda, içinde bulunduğu durumu şöyle anlatmaktadır: "Çalmadan, çırpmadan bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi?" Bir başka dava nedeni ile 1948'de Paşakapısı cezaevinde üç ay yatmıştır. Çıktıktan sonra zor günler geçirmeye başlamış, işsiz kalıp, yazacak yer bulamamıştır. Yurt dışına gidebilmek için pasaport almak istemiş, alamamıştır. Yasal yollardan yurt dışına çıkma olanağı da bulamayınca Bulgaristan'a kaçmaya karar vermiş fakat para karşılığı anlaştığı Ali Ertekin adlı kaçakçı tarafından Jandarma karakolunda katledilmiş daha sonra da cesedi 2 Nisan 1948 tarihinde Bulgaristan sınırında şaibeli bir şekilde bulunmuştur. Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü itiraf eden ve Milli Emniyet mensubu olduğu iddia edilen Ali Ertekin, dört yıla hüküm giymiş; fakat birkaç hafta sonra çıkartılan aftan yararlanarak serbest kalmıştır. Bulgaristan’ın Eğridere (Ardino) kentinde, Sabahattin Ali’nin 100. doğum yılı kutlandı. 31 Mart 2007 günü gerçekleşen toplantıya, başta Bulgaristan Yazarlar Birliği Başkanı olmak üzere Sofya ve Bulgaristan’ın çeşitli kentlerinden Türk ve Bulgar yazarlar, şairler, okurlar ve Sabahattin Ali’nin kızı Filiz Ali katıldı. Bütün eserleri 1950’li yıllardan beri Bulgaristan’daki tüm okullarda okutulduğundan, Sabahattin Ali bu ülkede çok tanınan bir yazardır. Sabahattin Ali yazı yaşamına şiirle başlamış, hece vezniyle yazdığı ve halk şiirinin açık izleri görülen bu ürünlerini Balıkesir'de çıkan ve Orhan Şaik Gökyay tarafından yönetilen Çağlayan dergisinde yayımlamıştır (1926). Servet-i Fünun, Güneş, Hayat, Meşale gibi dergilerde de yazan (1926 - 1928) Sabahattin Ali, bu arada öykü de yazmaya başlamış, ilk öyküsü "Bir Orman Hikayesi" Resimli Ay'da yayımlanmıştır (30 Eylül 1930). Toplumsal eğilimli bu öyküyü Nazım Hikmet, şu sözlerle okurlara sunmuştur: "Bu yazı bizde örneğine az tesadüf edilen cinsten bir eserdir. Köylü ruhiyatının bütün muhafazekâr ve ileri taraflarını, iptidaî sermaye terakümünü yapan sermayedarlığın inkişaf yolunda köylülüğü nasıl dağıttığını ve en nihayet, tabiatın deniz kadar muazzam bir unsuru olan ormanın muğlak, ihtiraslı hayatını, kımıldanışların zeki bir aydınlık içinde görüyoruz". Sabahattin Ali, af yasasından yararlanarak hapisten çıktıktan sonra, özellikle Varlık dergisinde yayımladığı "Kanal", "Kırlangıçlar", "Arap Hayri", "Pazarcı", "Kağnı" (1934 - 1936) gibi öyküleriyle dikkati çekmiştir. Sabahattin Ali Anadolu insanına yaklaşımıyla edebiyata yeni bir boyut kazandırmıştır. Ezilen insanların acılarını, sömürülmelerini dile getirmiş, aydınlar ve kentlilerin Anadolu insanına karşı takındıkları küçümseyici tavrı eleştirmiştir. 1937'de yayınlanan Kuyucaklı Yusuf romanı, gerçekçi Türk romanının en özgün örneklerinden biridir. Sabahattin Ali'nin halk şiirinden esinlenerek yazılmış şiirlerini içeren Dağlar ve Rüzgâr (1934) adlı kitabı yazın çevrelerinde ilgi uyandırmış, örneğin Yaşar Nabi, Hakimiyeti Milliye'de şu övücü satırları yazmıştır: "Bu kitabın mümeyyiz vasfı halk edebiyatı tarzında bir deneme teşkil etmesidir. Sabahattin Ali'nin tecrübeli muvaffak neticeler vermiş. Ve bize, şiirleri doğrudan doğruya bir halk şairi elinden çıkmamış olduklarını hissetirmekle beraber, o tanıdığımız ve sevdiğimiz samimi edayı tattırabiliyor. Komplike imajlardan kaçınılmış olması, bu şiirlere büyük bir sadelik vermiş." Ancak, Sabahattin Ali, bu kitabından sonra şiirle ilgilenmemiş, sadece öykü ve roman yazmıştır. 'Leylim Ley', 'Aldırma Gönül' gibi halk dilinden yararlanarak yazdığı şiirler herkes tarafından bilinir. Sabahattin Ali, Varlık'ta Esirler adlı üç perdelik bir oyun da yazmış (1936), ancak bu türü de bir daha denememiştir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.