Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

566 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Victor Hugo öyle bir roman yazmış ki, aradan geçen iki yüzyıl içinde değerini ve anlamını hiç yitirmemiş. Birçok meseleye değinmiş bu romanda Victor Hugo. Dönemindeki sosyal ve toplumsal bozukluklardan tutun da, müthiş bir aşk kurgusuna kadar. Buyrun başlayalım. Roman 1482 yılında, ortaçağ Fransa'sında geçiyor. Victor Hugo'nun ilk romanı. İlk kez 1831 yılında yayımlanmış. Haliyle hemen yasaklanmış. Nereye sorsanız, kime anlattırsanız size bu romanın bir aşk hikayesi olduğunu söyleyecek. Ama bu hikaye bence romanın ikincil konusu. Peki ne anlatıyor bu kıtapta Hugo. dönem ortaçağ avrupası. Paris'i. Hatta notre Dame'ı Katolik kiliselerinin insanların boynuna giyotin gibi yerleştiği yıllar. Gerçi o dönem giyotin yok.Sonradan peydah oluyor giyotin. Astığı astık, kestiği kestik. Dolayısıyla rahipler de birer cellat. Ana konu ,ruhban sınıfının eleştirisi. Ruhban sınıfı, ortaçağ avrupasında halkın üstüne öyle bir çökmüşler ki, kimsenin takati kalmamış. Ekonomik ve dini yönden tam bir elegeçirilmişlik sözkonusu. Eleştiriye tahammülleri yok, özgür düşünceye hiç yok. Halk sürü, ruhban sınıfı çoban. Güt güdebildiğin kadar.Victor Hugo da bu yozlaşmışlığı mukemmel işlemiş kendine has tarzıyla. Peki, bu sınıf en çok neden çekinir? Özgürlükten, serbest düşünceden, Eleştiriden. Peki,bunlar avrupada oldu mu? Oldu. Yazara göre, Gütenberg'in matbaayı icadı, düşüncenin yayılması, insanların güdüldüklerinin farkına varması, birlikte düşünerek doğrunun bulunması açısından tarihin en önemli icadı. Sonrasında reform ve rönesans. Ama başlangıç matbaa. Şöyle diyor. 'Ruhban sınıfının yeni bir buluş olan matbaa karşısındaki korkusunu, din adamının Gutenberg'in ışıklar saçan baskı makinesi paniğini ve göz kamaşmasını yansıtıyordu.' Son noktayı koyuyor. 'Bu gelişme bir gücün yerini diğerinin alacağı, basının kiliseyi öldüreceği anlamına geliyordu.' Tarihin en önemli icadı matbaamı bilmem ama, ortacağ avrupasının en buyuk sorununa merhem olduğu kesin. Pek tabiki Hugo'nun eleştirilerinden krallık ve kral da nasibini alıyor. Kralın halka vermekten çok almakta olduğu ve çok gaddar biri olduğunu söylüyor. Diyor ki, 'Kral bir eliyle alıyor, bir eliyle asıyor.' Daha ne desin? Tabii ki, burda , kilise ve monarşinin birlikte hareket ettiğini, birbirlerinden destek aldığını ve verdiğini anlıyoruz. Bir diğer eleştiri konusu adalet sistemi. ülkede adaletten söz edilemeyeceğini, yargıçların kral ve kilisenin değirmenine su taşıdığı çok sert bir şekilde eleştiriliyor. Bir ülkede adlet yoksa, hiçbir şey yoktur. Adı yetmez. Romanın giriş bölümü, çok güzel bir Paris gezintisi içeriyor. Hugo bizi sokak sokak, cadde cadde Paris'i gezdiriyor. Her köşesine sokuyor okuru. Bu bölümde itiraf edyim sıkıldım. Öyle ya paris'te de doğmadık ki... Gelelim romanın mekanına. Notre dame katedrali. Avrupanın en haşmetli yapılarından biri. Geçen yıl çıkan yangın nedeniyle hatıralarımıza kazınmıştı. Aşinayız adına. İşte bu kilise de kule kule, oda oda, çan çan betimlenmiş. Mimarisi hakkında detaylı bilgiler verilmiş. Ve kurgu... Bir aşk hikayesi. Bir çingene kızı.Esmeralda. Ona aşik kilisenin zangocu. Quasimido. Hain papaz. Frollo. güzel bir kurgu, güzel bir anlatım. Victor Hugo dönemimizin yazarı olsaydı, eminim çok kazanırdı. Bu kitaptan en az beş kitap çıkar emin olun. ama tek kitapta, müthiş bir görsellik. Victor Hugo , eline sağlık...
Notre Dame'ın Kamburu
Notre Dame'ın KamburuVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202232,6bin okunma
··
52 görüntüleme
Hacer Demirhan okurunun profil resmi
Kitabı bir iki saat önce bitirdim . Her zaman yaptığım gibi kitabı bitirdikten sonra incelemelerini okudum . Ben yazsaydım neredeyse sizinki ile aynı olucak gibiydi . Bu yüzden kendimi yormadan sizin yazdığınız incelemeyi tekrar paylaştım . Kaleminize sağlık....
Demet okurunun profil resmi
Quasimodo’nun kamburu dünyadaki fiziksel acının tasviriydi. Acının acıya zorladığı bir karakterdi... 😭 Elinize sağlık hocam👏🏻
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.