Bütün öğleden sonra boyunca, ince, uzun parmaklarını müzik eşliğinde dalgalandırarak, yüzünde hafif bir gülümseme ve baygın, hülyalı gözleriyle çok mutlu bir halde salonda oturdu; o iz peşindeki kurnaz Holmes’dan, suçlu avcısından eser kalmamıştı. O sıradışı kişiliğinde bu iki zit ruh hali dönüşümlü olarak birbirine baskın çıkıyordu; çoğu kez, katı mantıkçılığının ve kurnazlığının, bünyesinin onu arada bir etkisi altına alan şiirsel ve düşünsel tarafına tepki olarak ortaya çıktığını düşünmüşümdür.