“Bir şâh-ı âlişan iken, şâh-ı cihâna kıydılar
Gayretlü genç arslan iken, şâh-ı cihâna kıydılar
Gâzi bahâdır hân idi, âli-neseb sultân idi
Namıyla Osman Hân idi, şâh-ı cihâna kıydılar”
Devlet-i Âl-i Osman’ın 16.padişahı, 95.İslâm Halifesi, yiğit, cihangir, bahadır, âkil Sultan 2. Osman Han’ın hayatının, icraâtlerinin, planlarının ve suikastı ile şehâdetinin anlatıldığı kısa ama sürükleyici bir roman. Tarihi bir eser ama sizi sıkmıyor, bağlıyor ve okutuyor.
Genç Osman hakkında...
İkinci Fatih gözüyle bakılan bir yiğidi, Yeniçeri katilleri akılalmaz yöntemlerle, işkencelerle öldürmüş. Böylelikle tahttaki sultanı öldürmüş oluyorlar. İnsan hem âh ediyor hem şaşırıyor hem kızıyor... Yazık olmuş koca devlete diyorsunuz. Ama duygusal bakarsak; Genç Osman da kardeşi Mehmed’i idam ettirmiş ve büyük bir beddua almış. O cenahtan bakarsak sebeb olarak gösterilebilir mi; belki zorla.
Ama asıl sebeb, kafasındakileri anlayabilecek, anlamaya çalışabilecek bir devlet adamının olmaması... Ah bir başarılı olsaymış; belki de çok farklı bir gelişim olabilir imiş ama ne yapalım, mukadderat...