Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Spoiler içerir!!
SPOİLER İÇERİR!!! Bu roman gerçek dostluğun, gerçek aşkın, insan olmanın ya da insan olabilmek için çabalamanın ve insan olamayanlara,söz konusu insanlık,saygı ve sevgi olunca sağır,kör ve haksızlık karşısında dilsiz kesilenlere sitem edenlerin romanıdır.Bu roman Selim Işık’ın haykırışlarıdır. İlk olarak Turgut Özben karşılar bizi içeride ve bize dostluğu aktarır hissettikleriyle.Dostu olan Selim’in ölümü yıkmıştır onu adeta.Turgut bu sarsıntıyla beraber bu ölüme inanmak istemeyip sorgulamaya başlamıştır.Sorgulamaya ilk olarak Selim’in evinden odasından başlar.Daha sonra Selim’in arkadaşlarıyla iletişim kurarak bu sorgulamayı devam ettirir.Devam ettirdikçe kabullenmeye başlar ve ölümün soğukluğu onu daha fazla yıkmıştır.Bütün bu harabenin ortasında Turgut hem kendini hem Selim’i suçlar ve bu iki suçlama arasında sürekli arafta kalır.Turgut, Tutunamayanlardan Süleyman Kargı ve Esatla daha sonrasında Selim’in aşkı olan Günseli ile tanışır ve bilgi toplar hissiyat toplar.Bu kişiler gizemli ölümde perdeli açan kişiler haline gelirler Turgut için.Bütün bunlar olup biterken Olric beliriverir ve efendisine iç dünyasında eşlik eder ve ışık tutar.Sanırım her insanın bir Olric’i olmalıdır ve ona çok daha fazla söz vermelidir. İsterseniz gelin Selimden bahsedelim biraz.Ezilenlerin ve hor görülenlerin sesi olmak isterken yitip giden Selimden bahsedelim. Selim çocukluğundan beri hep okudu ve sorguladı.Ama hep yanlış yönderilmenin kurbanı oldu.Ve bu yönlendirmelere boyun eğmenin ızdırabı peşini hiç bırakmadı.Üniversite hayatına atılmasıyla gerçeklerle artık somut olarak karşılaştı ve savaştı.Ama hep bir hayal kırıklığı barındırdı içinde hep bir kırgınlık barındırdı..Ne onu dinleyen oldu ne de onu anlayabilen.Zaten anlasalardı Selim Işık ölüme kucak açar mıydı? Zayıf yanlarıyla yüzleştikçe daha da çöktü belki ve zayıf yönlerinden en mühimini şöyle dile getirdi. “En kötüsü hayır demeyi öğrenemedim. Yemeğe kal dediler kaldım.Oysa,kalınmaz onlar biraz ısrar ederler, sen biraz nazlanırsın.Sonunda kalkıp gidilir. Her söyleneni ciddiye almak yok mu? Şu sözünün eri olmak yok mu? Bitirdi yıktı beni” der. Selim anlatamadı kimseye kendini,aklından geçenleri kelimelere dökemedi. Dökemedi diye de kimse onu anlamadı.Sormadan sorgulamadan kabul etsinler onu istedi,tanımlar bulmaya kalıplara sokmaya uğraşmasınlar olduğu gibi kabuk etsinler istedi.Olmadı yapmadılar.Selim insanlara koştu farketmediler.İnsanlar ona bırak koşmayı adım bile atmadılar.Selim ağladı duymadılar, Selim üzüldü bilmediler. Ve bütün kırgınlıkları,dargınlıkları gömdü Selim.Unutulmak hiç gelmemiş olmak istedi.En sonunda bütün varlığını topladı bir bavula usul usul ve ölüme giden yolda hızlandırdı adımlarını.. Gitmeden insanlara özür dileyecek kadar iyiydi Selim hiçbir suçu yokken. Özürünü ise şöyle dile getirdi. “Vazgeçiyorum; bütün insanlığın önünde eğilerek özür diliyorum;beni yanlışlıkla çıkardılar sahneye” der. Aslında sayfalarca yazılabilir Selim Işık için.Ama özetlemek gerekirse Selim Işıklar hep yaşasın, yaşamalı, yaşamalıki insanlar saygı ve sevginin farkına varabilsinler. Ve olurda Selim Işık girerse hayatınıza dinleyin,anlayın ve hissedin. Onu yaşatın,çünkü onu ölüme iten siz insanlarsınız ve aynılarını diğer Selim Işıklara yapmayın. Bu dünyaya Selim Işık borçlusunuz ey insanlar. Unutmayın yaşatın..
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.