Rasim Özdenören kitapları temelde deneme türüdür ve ele aldığı konuları çok geniş çapta incelemeye sunar bizlere.
Okuduğum her kitabında din, siyaset, edebiyat ya da aşk konularını, saf halleri dışında, etki alanları ve insan hayatındaki yeri doğrultusunda en ince ayrıntısına kadar ele alır. Bu da yazarın hem çok iyi bir gözlemci olduğunu hem de ele aldığı konular hakkında geniş çaplı bir araştırma yaparak taraflı olmaktan ziyade gerçeği vurgulama amacı güttüğünü gösterir.
Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı kitabı ise başta yine insan olmak üzere yönelimler, yanılmalar, beklentiler doğrultusunda insana dair olan eylemlerin alt yapısını oluşturan, dünya sistemleri üzerinde bir eleştiri niteliği taşır. Yazar Batı üzerinden dünya analizi yaparken, reklam edilen yüzeysel, parıltılı yaşamların aslında içeriğindeki çürümüşlüğe özellikle vurgu yapar.
Özellikle tabiat, hukuk, siyaset ve güncel olaylar doğrultusunda Batının nasıl bir model olma çabası içine girdiğini ve kendi yaşıyor olduğu bu sistemlerin en doğru sistemler olduğunu "gelişmekte olan ülkelere!" dikte etmesindeki iyi niyeti(!), sosyal ve din bağlamında ifade etmeye çalışmış.
Küresel sermayede markaların, kültürlerin ve teknolojinin devletlere kattığı (kazandırdığı-kaybettirdiği) değerlerin, bizim üzerimizde nasıl bir değişime vesile olduğunu ortaya koymuştur.
Kısacası özentisi olunan bir Batı ve ona ulaşmak için deli gibi kendi özünü kaybeden ikinci-üçüncü dünya ülkeleri... Detaylarda farkına varıyor insan, aslında günlük hayatımıza tamamen adapte ettiğimiz şeylerin bizi nasıl da etkisi (kölesi) altına aldığını...
