2018 yılı yaz ayında Bozcaada ziyaretimde küçük bir kitap fuarında denk gelmiştim kitaba. Şimdi kitaplığıma göz atarken gördüm ve 1K üzerinden incelemek istedim. İstanbul'un o keşmekeş hayatından daha 70 li 80 li yıllarda bıkan bir avukat abimiz tarafından yazılmış. Abimiz diyorum çünkü anlattıklarında samimi bir tanıdığınız hissini alıyorsunuz. Sözüm ona hikayeler demesinin de sebebi yazar olmadığı için bir hikaye yazma gibi bir iddiası olmaması. Her ne kadar yazar olmasa da insan o hikayeleri bu denli içtenlikle anlatan bu abiyi dinliyor. Sanki o çınar ağacının altında onunla birlikte bu anıları dinliyor hissine kapılıyorsunuz ve bir yandan da çayınızı yudumluyorsunuz. Her metropol ya da büyük şehirde yaşayan insanın "küçük bir sahil kasabası"hayali vardır. İşte abimiz bir gün gezmeye geldiği Bozcaada'ya hayran oluyor. Ama bu hayranlık öyle alalade bir şey değil. Öyle ki gelip yerleşiyor bir çocuğu da orda oluyor orda büyüyor. Nice doğuma ve ölüme şahit oluyor. Oradaki Rum ile Türklerin kültürel motiflerinden ince ince dokumalar yapıyor satırları ile bizlere. Yıllar öncesi Bozcaada ile şimdiki arasındaki kaçınılmaz değişimi biraz da hüzünlü bir üslupla dile getiriyor. Şimdi yüzlerce insanın sığamadığı Ayazma koyuna tek başına ya da üç beş kişi işe yüzdüğü zamanları aktarıyor. Okumanız dileği ile... Not: Bozcaada da yıllardan beri plastik poşet kullanımı yasak, her şey kağıt kese kağıdına konuyor ve her yerde çöp kutusu yok. Bu da adanın son derece temiz görünmesine önemli. İçtiğiniz suyun pet şişesin çöpünü eğer çantanız yoksa saatlerce elinizde taşımak zorunda kalabilirsiniz. Ta ki çöp kutusu görene kadar

Üzüm Adasında Sözümona HikayelerNejat Hamlacıbaşı · Chiviyazıları Yayınevi · 201218 okunma

·

20 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.