Gönderi

İçimdeki küçüğün küçüklüğü...
Acıdan yandım, sustum. Acımı sevdiğim saçlarımdan çıkarttım. Bir mahkumun idamına gidişi gibiydi adımlarım; sessiz ve sakin. İçim kanadı, güldüm. Gerçek değildi o tebessüm. Ben kanadım; vazgeçmeye saçlarımdan başladım. Oysa ne çok severdim saçlarımı. Benden başkası da bilmezdi ki uzun saça tutkumu. Ben düşlerimde sırma gibi saçlar uzatırken, küçüklüğümden beri hep küt kesilirler. İçimdeki küçük kırgın. Kalbinden değil, saçlarından vurdunuz onu. Şimdi gelse küçüklüğüm karşıma, konuşurum onunla. Derim ki "Üzülme küçük, yaralarının kapanışı saçlarından başlayacak. Uzayacak birgün, tıpkı düşlerindeki, tıpkı masallardaki prenseslerinki gibi. Ağlama hüngür hüngür. Bir masal prensesi oldun şimdi. Bak Pamuk prensesin saçlarına, tıpkısının aynısı seninkilerle. Gülümse küçük, saçların kesilirken, canın yanarken, oyun oynarken,susarken... Sen hep gülümse. Çünkü sen hep pamuk prenses kalacaksın. Alış küçük, yedi cücelerine de alış. Onlar her zaman senin aklında ve kalbinde olacak. Saçını kesen kötü kalpli cadıya inat hep gülümse. De ki "Ben bir pamuk prensesim." Özenme Rapunzel'in saçlarına, hayran olma. Ayda bir yıkar o saçlarını, hep kirlidir. Sen övün saçlarınla, mutlu ol onlarla. Çünkü sen ne kadar büyürsen büyü, senin saçların değişmeyecek ama o cadılar hep değişecek. O zaman anlayacaksın saçını kesenlerin değil, en çok sevdiklerinin gerçek cadı olduğunu."
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.