Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

On sekiz yaşındaki bir gencin çocukluk yılları ile ilgili hatıralarının dile getirdiği mektubundan bazı pasajları aktarmak istiyoruz: “…İçimde bir özlem var, anlatamıyorum. Sanki 18 yıldır görmediğim bir şey… Okula gidiyorum aynı özlem, eve geliyorum aynı özlem, çarşıya gidiyorum aynı özlem… Mesela bir insanın susadığını düşünün; bir insan nereye gitse, ne yapsa susuzluğunu aklından çıkaramaz ve hep onu düşünür ya… İşte bendeki de öyle bir şey. Sanırım anlamaya başlıyorum.. Evet.. Evet.. Ben “sevgiye” susadım. Sevgi olmayınca, bendeki her şey eksik sanki.. Babamın odası ayrı.. O hep kendi odasında durur. Sofraya oturduğumuzda bazen sevgi dolu kalbimle bakarım babama. Ama o bizim gözlerimize hiç bakmaz. Biz kendisini öyle severken o, hiç olmadık yere, hiç olmadık şeylere kızar ve bizi azarlar. İşte o zaman bir tuhaf oluruz, sevgi dolu kalplerimiz kırılır ama sevgi yine üstün gelir ve biz onu içimizde hemencecik affederiz. Ben bir zamanlar namaz kılmıyordum. Namaz kılmıyorum diye babam beni hortumla döver ve banyoya hapsederdi. Buna rağmen kılmazdım. Beni zorla sabah namazına kaldırırdı. Kalkmadığımda üzerime soğuk su dökerdi. Ben de kalkar abdest alıyormuş gibi musluğun suyunu biraz boşa akıtırdım. Ondan sonra seccadenin üzerinde biraz otururdum. Arada bir secde eder gibi yatardım. O zaman 10-11 yaşındaydım. Şimdi ise 18 yaşındayım ve hala namaz kılmıyorum. Bunun için beni çok dövdü, bana çok laf söyledi, ağır hakaretler etti. Bunun yerine bana sarılıp beni bir kerecik öpseydi, namaz kılmam için benimle konuşsaydı, beni namaza teşvik etseydi kılardım. Vallahi billahi kılardım.." Bunları Kimseye Anlatmamıştım/Alişan Kapaklıkaya
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.