Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Konçertoda Bir Keman, Bu Dünyada Bir Kadın
Dizboyu Papatyalar; kitaba da adını veren bu hikayeden bahsedeceğim. Bir kadının kalabalığını Tomris'in naif dilinden anlattığından mı, canım Ankara'yı, kitaptaki söyleviyle 'yaşam kadar sınırlı' Ankara'yı sokak sokak hissettirdiğinden mi bilmem; en çok bunu sevdim, bunu yazıyorum. -burdan sonrası belki spoiler içerebilir:)- Güvenli hayatının içinde bir sınırlı adam ve bu sınırlı hayatı içine hapsetmiş, çığlıklar içinde bir kadın; konçertoda genişleyen, duygu sağanağıyla bir denizi paylaşan kemanlar içinden bir keman. İktisadi bağımsızlığını sevgisizlikle, bencillikle karıştıran başkentin çalışan kadınlarını gün ışığına aykırı bulan etrafa karşılık; ne sevgisiz ne de bencil kadınımız. Kocasının güvenli hayatını kırışık gömleğine kadar tanıyor, oğlunun bağımsızlığına leke etmiyor; oğlunu kendi yalnızlığına çare için kendine arkadaş etmeye çabalayarak. Kendi mutsuzluğunu kendi elleriyle tutuyor, kimseye bulaştırmadan. Sanata tutkun, ancak erişemediği arzuları, içinde kaybolamadığı ayrıntıları, bunların uğruna tükettiği bir gençliği var. İçinde kaybolmak istediği ayrıntılar yalnızca hayatında değil, yaşadığı şehirde de aynı zamanda. Ancak çıkmaz sokakları, yorulası yokuşları yok yaşadığı şehrin. Geceleri, Ankara'nın ayrıntıları kabus olup ağzına tıkılıyor. 'İçlerine bir çığlık gibi tıkılı kalanlara yer yoktur burda!' diyor. Şehrin devlet elindeki yapmacıklığını, insan zoruyla oluşmuşluğunu; ayrıntıları görmeye kör olmuş, varsa yoksa uğruna çabaladığı somut gerçekliğine sahip bir adamın sınırlılığıyla benzeştiriyor. Ayrıntılarla beraber, inceliklere, anlamaya, yanındaki kadınının çığlıklarına da kör bu adam. Kendi dünyasında özgün, özenli ancak bu, bir kadının yakarışına kulak vermeye yetmiyor; boğuyor ve yitiriyor kadını nihayet. Ve her birimize, her boğulmuş kadına olduğu gibi, hikayenin sonunda;-yaşamaya mecbur oluşumuzdan mı, aslında bir yerlerde mutluluğun var olduğuna inandığımızdan mı bilmem- bir sözcük, bir şarkı öylece, birdenbire kavratıyor tekrar umudu, yaşamayı. Ve bir Başkent kadını olarak bir sorum var: Anlaşılmamaya, uzatılmayan bir eli tutma arzusuyla yanıp mutsuzluğumuza dört elle sarılmaya, denizlerce sevgi biriktirip sevgisizlikle yargılanmaya neden bu kadar mahkumuz? '' Oysa bir konçertoda keman, tek başına ne kadar dayatsa kar sayılır. Sonra da olmadık gösterilere girişmesi, boğuluşunu vurgulamak içindir.''
Dizboyu Papatyalar
Dizboyu PapatyalarTomris Uyar · Yapı Kredi Yayınları · 20222,121 okunma
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.