Yoo, o leş kitapları çaydanlık altına koyabiliyoruz anca.Yani gerekiyor.
Türkiye’de, özellikle şu son yıllarda, düşünür, yazar ya da ozan olmak için olabildiğince geliştirilmiş özel bir dil yetisiyle donanmış olmak şöyle dursun, ana dilini doğru dürüst bilmek bile gerekmiyor.