Gönderi

Kudema ilmi, ilm-i husûlî ve ilm-i hudûrî olmak üzere ikiye taksim ediyordu. İlim, kudema tarafından e-suret’ul hâsıla (nesnelerin akılda hasıl olan sureti) olarak tarif edildiği için, bilginin husûlü hem bileni, hem de bilineni gerektiriyor; bilinenin sureti bilende hâsıl oluyordu; bilinen değiştikçe suret değişiyor, suret değiştikçe bilginin kendisi de değişmiş oluyordu. Bu bakımdan ilm-i husûlînin bir diğer adı da ilm-i müteceddid idi; yani değişen bilgi…nesnesi değiştikçe kendisi de değişen bilgi.. “İlim maluma tabidir” sözünün bir anlamı da buydu.
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.