Çeşitli zamanlarda,çeşitli ülkelerde geçmişte tedavisi olmayan,ama sonraları tedavileri bulunan bir çok salgın yaşanmış.Yaşanmaya devam ediyor.Salgınlar insanlar için her zaman bir tehdit ,yaşama yönelik bir son,cinayet,eziyet,çile olarak görülmüş.Tüm salgınların,hastalıkların zamanla tedavisi bulunmuş,ilacı üretilmiş fakat en iyi tedavinin aslında insanın çevresiyle olan bağlantısı olduğuna bu kitapta vurgu yapılmış.."Çünkü çevremiz bizi doğrudan,dolaylı yollardan olumlu ya da olumsuz olarak etkileyen en büyük faktör..Hasta'nın tedavi sürecinde bile insana en gerekli olan şey Sevgi.."
Aklıma sarah jio'nun bir kitabında okuduğum o cümle geldi.."Nefret kanser gibidir,insanın kalbini çürütür.."Aslında bizi hasta eden şey kendi içimizde yeşerttiğimiz sevgisizlik ve nefret duygusu..Hiçbir çocuk nefretin egemen olduğu bir aile de büyümeyi haketmiyor.Fakat bir çok insan aile kurumunun içerisinde sadece nefret'i öğretiyor..Hastalıklara yol açan bizleriz ve bu salgınların en büyük tedavisi de içimizde..
Bu güzel kitapta AİDS hastalığına yakalanan ve yakın arkadaşlarıyla bağlantısı çok kuvvetli olan bir adamın hikayesini okuyoruz..Kitabın sonlarına doğru bu hastalık hakkında bilgiler verilmiş..İlk 30,35 sayfada da bu kısacık yaşam hikayesi..
Akıcılığını bir an bile bozmayan ve bazı yerlerinde sorguladığım kısacık bir kitap okudum..Çok detaylı değildi fakat güzeldi..İlginizi çektiyse bakabilirsiniz..