Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

119 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kitabın adına bakınca zihinde canlanan “bir anarşistin eylemlerini anlatsa gerek” düşüncesi daha en başta yazarın "Sunuş”unda çürüyor gibi: Başlangıçta niyetim, günün olaylarına anarşist tutumlu bir felsefeci olarak sıcağı sıcağına bakmaktı. Bir yandan bu tanıklığı yaparken bir yandan da kuramsal gereçler toplayacaktım. Sonunda baktım ki, bir mizah yazarı olup çıkacağım. Mizaha sözüm yok; ama varsın o tarakta bezim olmayı versin! Aziz Nesin ustayı anımsadım. Bir konuşmasında yanılmıyorsam şöyle demişti: "Vaktiyle düpedüz öykü yazıyor, yazdıklarımı yayıncıya götürüyordum. Yayıncı okudukça kıkır kıkır gülüyordu. Anladım ki ben mizah yazıyormuşum." Mizahçılar söyler durur, Türkiye'de günlük yaşam mizahın önüne geçti diye. Bence atbaşı gidiyor. Olup biteni olduğu gibi yazıyorsun, mizah oluyor. Bu atbaşı gitme kara mizah için de geçerli olmasaydı, ona da bir diyeceğim olmazdı. Bir de sözün kışkırtması vardır. Bazen söz kendi bastırıyor, meydana çıkmak istiyor. Sen ne denli dilini tutan biri olsan da onun ısrarına dayanamıyorsun. ‘Günlük’ tutmama ve yazmayı bırakmama neden olan başlıca kaygılar bunlardı. Kimbilir, belki günün birinde yeniden başlarım. Bir bölümünü ‘Ateş Hırsızı'nda yayımlayan dostlar, günlükleri kitaplaştırmak istedi; ben de olur dedim. Ortaya bu kitapçık çıktı. Günahı boynuma! (Sunuş, s. 5) Ancak felsefe profesörü olan yazarın, Bence “felsefeci” adına lâyık her kişi anarşisttir. Çünkü anarşizm, felsefenin özünde var. Hatta “anarşist” felsefe demeye bile gerek yok. Felsefe zaten anarşisttir. İnsan özgürlüğü üstüne çöreklenmiş her tür iktidara, başlangıçta olsun karşı çıkmamış bir felsefe yoktur; sonradan iktidarla uyuşmuş olsa da. O zaman da o, artık felsefe olmaktan çıkıp “ideoloji” haline gelir. (s. 66) derken ki “anarşist” tespitine bakılınca kitabın adı içeriğiyle barışıp bir anlam kazanıyor. Bu anlamı pekiştirmek için de kendini tanımladığı bu cümleleri eklemek gerekiyor: “Kendim için uygun tanımı sonunda buldum: ‘yumuşak başlı anarşist.’ Anarşistin yumuşak başlısı olur mu? Olur, benden anarşist olursa! (s. 23)” Yazarın günlük tutmaya başladığı tarihlerde yayınlanan, Yılmaz Erdoğan’ın tiyatro oyunu formatındaki Bir Demet Tiyatro (komedi) TV dizisinde, biraz da elli yaş üstü geleneksel Türk annesini temsil eden Telviye hanım karakteri anarşist kelimesinin yerine “ anarşik” derdi. Yazarın nüktedan üslûbundan olsa gerek, kitabı okurken, mütebessim çehreme, kulağımda çınlayıp durarak eşlik etti bu “anarşik”. Anarşizmle ilgili temel, küçük ipuçları, 90’lı yılların ikinci yarısında çoğu Türkiye olmak üzere, Almanya ve Fransa’da görülen gündelik hayat manzaralarından hareketle felsefenin aydınlığına tutulup berraklaştırılan tarih, toplum ve kavramlar… Üstelik hemen herkesin anlayabileceği sade ve akıcı bir dille. Ayrıca kitabın arka kapağındaki: “Kitap, deyim yerindeyse ‘Felsefi magazin’ denebilecek yeni bir türe kapı açıyor.” saptaması da yerinde olmuş. Yazdığı felsefe kitapları, okunup kurcalanmayı bekliyor.
Bir Anarşistin Seyir Defteri
Bir Anarşistin Seyir DefteriÖmer Naci Soykan · Kaos Yayınları · 19988 okunma
·
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.