Bir muamma.Kitabın arka kapağındaki suali sordum kendime;
bir şiir miydi okuduklarım yoksa bir hikaye mi ? Suale cevabımız muâmma. Bir mısra bir hikayeye, bir hikaye bir şaire,bir şair bir yazara, bir yazar bir hikaye’ye... Öyle de çetrefilli bir yoldu Sayıklar Bir Dilde.
Tıpkı Güray Abi gibi.
Uzun bir listem var Güray abiye dair, olsun da. Zira üslubu ile “hissedemiyorum” diyen kim varsa hissetmeye mutabık şekilde yön veriyor, külfetli ama pek keyifli. Tekrar eden cümlelerini başta garipsiyordum, ama hangimiz aynı cümleleri defalarca kurduğumuz halde anlaşılabiliyoruz ki ? Acaba Güray abi de öyle olduğunu mu düşünüyor ? Ben size özne+fiil+yüklem veya fiil+yüklem+özne gibi cümleleri birçok kez kullanabilirim, anlaşalım der gibi. Ya da hitabım şahsım der devam ederim.
Ah evet evet bir de kendi kendine muhatap olması, dert sahibi olması yok mu...
Kaleminin muhassas özelliği değil de nedir ?
Kitabın şiir mi hikaye mi kısmına atıf yaparken şunu belirtmemiz lazım ki Güray abi 21 şairin 22 mısrasından yola çıkarak hikayeler derlemiş Sayıklar Bir Dilde. Hatta kitabımızın adı dahi Ece Ayhan’a ait bir şiirden alıntı.
Şair, yazar buluşması gibi kitap. Hacmi ince, doyuruculuğu kuvvetli.
Okuduğunuz mısra bir şiire ulaştırırken evvela dinlemenin keyfiyetine râm olmuşken sonra da ruhunuza hitap eden hikayelerde kayboluyorsunuz.
Şiir ve şair dedik. Şiir nedir peki ?
“Şiire hayat öpücüğünü veren şairdir” diyor İsmet abi. Biz bunu inkar etmiyoruz ama her şiir okuyucusu icin bir hikaye de değil midir ?
O halde şiirin “sahibi” birçok okuyucu vardır.
Şair kendisini keşif için kelimelerde seyahat ederken,okuyucu eksikliğini hissettiği şeyi bulmak veyahut hasretini gidermek icin şiire başvurmaz mı ? Ne kadar eksiliğini hissettiğimiz duygular var ise o kadar okuyoruz. Okuyabiliyorsak, hissediyoruz. Hissedebildiğimizi inkar etmemek icin kucak açıyoruz şiire. O halde şiir insan fıtratına kamçılanmış bir yara izi değil midir? Kendi elimizle deştiğimiz. Şair de bir yaralayıcı veyahut merhem. Bu sorunun cevabını arar iken yine İsmet abi çıkıyor karşımıza. “Kendini bir başkasına yansıtarak görmek istiyorsa, kendini bir başkasına söyleyerek işitmek,başkasına öğreterek kendini öğrenmek istiyorsa şiire başvurur.” Şiirin bir ihtiyaç olduğunu kabul etmeliyiz o vakit, söylemediklerimizi terennüm eden şairleri de...
“Şiirde bir şey fazla, bir şey eksiktir. Bu ikisi arasındaki boş alanda hakikatin inşa edilişini farkederek şiirle olan ilgimizi koruruz.” Bu devrede Güray abi giriyor elinde Sayıklar Bir Dilde ile beraber. Eksik bulduğu, omuzlarına ağırlık, gönlüne gâm,eksik, fazla ne varsa harmanlayıp hikaye yazmış olabilir mi ? Olabilir. Çünkü şiirin sanatı olan “kelime” hepimiz icin aynı manalara mı geliyor ? Bu mısralar ile yol aldığı hikayeler zâtına hâs. Yani şiirlerin hikayeleri değil, Güray abinin hissettikleri sadece.
Bize düşen o hikayelerden kendi hikayemizin ihtiyacını karşılamak, eksikliğini hissettiğimiz özlemin,sevginin,acının bizi biz yapacak değerleri hissedebilmek. İnsan olmanın hakikatine varmak. Bir şiir ve bir hikaye ile evet. Kalem kuvvetli. Kalemin ucu sivri olduğu kadar da yumuşak. “Kelimeler Musa (a.s)’ın sihirli asası gibi dokunduğuna tesir ediyor.” Güray abiyi de Cahit Zarifoğlu’ndan, Sezai Karakoç’a, Ahmet Haşim’den, İbrahim Tenekeci’ye kadar birçok şairin kelamı tesir etmiş olmalı.
Eğer niyetiniz var ise size hitap edecek şiiri de hikayeyi de bulabilirsiniz bu kitapta. Son olarak İsmet abinin de dediği gibi “İnsan mısralarda, şiirlerde hiç kimsenin elinden alamayacağı bir yurt bulur.” Kendinizi ait hissedeceğiniz, tutunacak bir güzelliğe rastlayabileceğiniz, Güray abinin de yol aldığı birkaç şiiri bırakıveriyorum. Eğer sizin de okumalısınız dediğiniz şiirler var ise şenlendirebilirisiniz.
Sağlıcakla...
•Korku/ Fazıl Hüsnü Dağlarca
•Savaş Risalesi/ Erdem Bayazıt
•Ve Çocuğun Uyanışı Böyle Başlamış/ Cahit Zarifoğlu
•Bülbül/ Ahmet Haşim
•Çağrılmayan Mektup/ Edip Cansever
•Belki Sana İnanırlar/ Dilek Kartal
*Masal/ Sezai Karakoç
•Kalbin Kararı/ Ahmet Murat
•Delik Deşik/ Atilla İlhan
•Yüzümüzü Yapıştırarak Göğün Yanaklarına/ Ali Emre
•Göğe Bakma Durağı/ Turgut Uyar
•Ne Çok Hiçbir Şey Yok/ Bülent Parlak
•Karanfil/ Ahmet Haşim
•Kış Bahçesi/ Serkan Türk
•Samson Ve Delila/ Didem Madak
•Planör/ Mustafa Akar
•Bakışsız Bir Kedi Kara/ Ece Ayhan
•Aşırı Hız Ve Dikkatsizlik/ Furkan Çalışkan
