Gönderi

Çocukluğumda bıraktıklarımı özlüyorum günlerdir. Sokaklarda düşme korkusuna bir an olsun kapılmadan koşturduğum arkadaşlarımı, kaldırımlarda el işi yapan sevimli komşu teyzeleri, veresiye yazmak söz konusu olduğunda içten içe gücenen ama yine de kaşları hiç çatılmayan bakkal amcaları, okul çıkışı üzerine hücum ettiğimiz elma şekeri satan pamuk teyzeyi, annelerimizin tembihleyerek evden göndermesine rağmen kucağımıza almaktan bıkmadığımız yavru kedi ve köpekleri... Bizimkisi karantinadan öncesini özlemek değil, karantina öncesinde değerini bilemediğimiz o eşsiz duygulara nasıl kıyabildiğimize kızmak, yana yakıla pişman olmak... Bin nasihati şarkı gibi söylerken bir musibetin geleceğini bile isteye unutmak... Bir tatlı kelam şöyle dursun, hal hatır sormaya dahi üşenir olmuştuk. Bir sıcacık tebessüm bir yana, insanların yüzüne bakmaya bile burun kıvırır olmuştuk. Biliyorum; bu devrin vicdanından, vefasından eskiyi ummak gibi bir kabahatim var...
·
20 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.