Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

365 syf.
·
Puan vermedi
IAN WATT/MODERN BİREYCİLİĞİN MİTLERİ (FAUST,DON QUİJOTE,DON JUAN,ROBİNSON CRUSOE)Boğaziçi Üniv. Yayınları/355 sy. Bizler çoğunlukla Robinson Crusoe’yu bir roman olarak düşünmeyiz. Defoe’nun bu ilk uzun kurmaca eseri, sanki doğal olarak uygarlığımızın büyük mitleri olan Faust, Don Juan ve Don Quijotte’yle aynı kefeye yerleşmiş görünüyor. Bu mitlerin neyi konu aldığını söylemek oldukça kolay. Hepsinin temel olay örgüsü ve zamana meydan okuyan imgeleri, bu eserlerin kahramanlarının, Batılılara özgü emellerden birinin peşinden değişmez bir şekilde koşturduğunu gösteriyor. O kahramanların her biri, kültürümüz için bilhassa önemli olan eylem alanlarında, mükemmellik arayışı, ve kibrin, istisnai bir yiğitlik ve yozlaştırıcı ,bir aşırılığın vücut bulmuş halleridir. Don Quijote, şövalye idealizminin kısıtlayıcı körlüğünün ve atılgan bir cömertliğin timsalidir; Don Juan , kadınlarla sınırsız deneyimler yaşama fikrinin hem peşinden koşturur hem de bu yüzden işkence görür; büyük bilge Faust’un doymak bilmeyen merak duygusu onun lanetlenmesine yol açar. Ian Watt bu kitapta, çağdaş dünyanın dört mitini irdeliyor; bu mitlerin hepsi XVI. ila XVIII. yüzyılda yaratılmıştır, yani tarihsel bakımdan yeni olan bir toplumun seçkin eserleridir. Watt, Faust (1587), Don Quijote (1605) ve Don Juan’ın (yaklaşık 1620) özgün hikâyelerinin, bu üç karakteri hiç pohpohlamadığını söylerken, bir yandan da, iki yüzyıl sonra ortaya çıkan Romantik dönemde, bu karakterlerin takdire şayan kişiler, hatta kahraman olarak nasıl yeniden yaratıldığını gösteriyor. Robinson Crusoe (1719) ise dinî, ekonomik ve toplumsal yeni tutumların temsilcisi olarak görülüyor. Söz konusu bu dört mit de, çoğunlukla büyük yazarlar (Rousseau, Goethe, Byron, Dostoyevski) tarafından dönüştürülmüş ve bu yazarların bireyciliği öne çıkarmasıyla birlikte tüm dünyada daha çok talep görmeye başlamış; böylece bu ibret masalları, halk arasında rağbet gören seküler mitlere dönüşmüştü. Bu değişikliğin sebebi kısmen bireyciliğin kültürel ve siyasi ürün haline gelmesidir, fakat mitin kendisinin bir kavrama dönüşüp, insanları yönlendirme becerisine kavuşması da aynı derecede önemli bir sebeptir. Günümüzde bu dört mit şahsiyeti itibarlarını korumakta; ancak kitlesel eğlence endüstrisi (radyo, televizyon, filmler) zaman ve etki bakımından bunlara epey rakip doğurduğu için güçleri de azalmaktadır. İspanyol diplomat ve akademisyen Salvador de Madariga’nın bakışına göre ; Hamlet fazlasıyla hayali, Faust ise fazlasıyla fikridir. Fakat Don Quijote ve Don Juan etten kemikten adamlar ve dünyada erkekler, adalete ya da kadınlara duydukları sevgiyle hareket ettikleri müddetçe bu karakterler yaşayacak ve büyüyecektir. Ian Watt mit için birçok tarifin yapıldığını, dolaysıyla hangi tarifi temel alacakları konusunda bir karmaşanın söz konusu olabileceğini belirttikten sonra şöyle bir mit tanımından hareket ettiğini söylüyor: kültürün her kesimince etraflı bir şekilde bilinen ve tarihsel ya da yarı tarihsel bir inanç olarak itibar gören, toplumun kimi temel değerlerini içeren veya simgeleyen geleneksel hikâye. 1. KISIM: ÜÇ RÖNESANS MİTİ/ GEORGE FAUST’TAN FAUSTBACH’A TARİHTEN BİR SİHİRBAZ Faust miti, hiç şüphesiz gerçek bir tarihsel kişilikle doğmuştur. Bu kişinin etkinlikleri hakkında kendi zamanından kalma pek çok kayıt olsa bile ne yazık ki asıl Faust’un nasıl bir kişi olduğunu gerçekten bilmiyoruz. XVI. yüzyılın ilk kırk yılında Almanya’da çok tanınan gezgin bir sihirbaz vardı. George Faust veya Faustus adıyla bilinen bu adama bazen de sadece Doktor Faust denirdi. George Faustus’un yaşadığına atıfta bulunan o tarihe ait 13 kaynak vardı. MİT BAŞLARKEN Faust’un büyücülüğü ve şeytanla işbirliği ve Luther’in, Melanchothon ve Manlius tarafından lanetlenmesi ve ölümü (1540) anlatılır. *Mefistofeles Yunanca ışığın dostu olmayan analamında ‘’mephotophiles’’ ya da ışık dost değildir anlamında ‘’me to phos philes’’ anlamındadır. *Chirostepher Marlowe’un ( Elizabeth dönemi yazarı ) Faust’u tam bir miti tesis etti. İki yıl içinde 16 Almanca versiyonu, lehçe, Flemekçe, Fransızca’ ya tercüme edildi. LA MANCHA’LI DON QUİJOTE FAUST’UN AKSİNE Don Quijote karakteri gerçek bir tarihi karaktere dayanmaz. Bu karakterin, Cervantes’in karısının amcası olan Alonso Quijada gibi, şövalye romanslarının doğru olduğuna inanmış gerçek kişilere dayandığı öne sürülmüştür. 1605 ve 1615’te basılmış Elingenioso Hidalgo Don Quijote de la Mancha’nın kahramanı, gerçek hayattan bir kişiye dayanmıyor denebilir; ayrıca tüm mitler gibi Don Quijote miti de halkın bilincinde çok sıcak bir bilince kavuşmuştur. * Romanın 2. Cildinde Sancho adeta bir kahin gibi şu öngörüde bulunur: ‘’ Bahse girerim…kısa bir süre sonra bizim kahramanlıklarımızı gösteren resimlerin asılı olmadığı tek bir meyhane, berber dükkanı, han kalmayacak…’’ Faust, Don Quijote ve Don Juan’ın hikâyelerini Karşı Reform dönemiyle olan bağları, Romantiklerin egemen söylemi olan bireycilikle birlikte uğradıkları değişimler, giderek daha seküler ve simgesel metinlere dönüşmeleri üzerinden tartışıyor. Her karakteri kökeninden ve ilham kaynaklarından başlayarak inceleyen Watt, metni var eden tarihsel, sosyal, politik koşulları tartışırken, okuyucuya, Avrupa eksenli iki yüzyıllık (16.-17. yüzyıl) panorama sunuyor. Robinson Crusoe de ise çoğumuz için, hikâye ıssız adada mahsur kalmış bir adam üzerine söz söylemekten ileri gitmiyor. Crusoe’yu ceza kavramı, yeni ekonomik düzen ve Protestan ahlakı üzerinden ele alan Watt, onu Faustus, Don Quijote ve Don Juan gibi bir mite dönüştüren birey olma durumunu da ele alıyor. Ian Watt’ın bu kitabı aklıma bizim edebiyatımızda da modern mitler üzerine yapılabilecek bir çalışmayı getirdi ve hatta iştahlandım bu konuda…Örneğin: İnce Memed, Murtaza, Zübük, İnek Şaban mitleri üzerinde çalışılabilir, diye düşünüyorum… Sonuç: Bu tür kitapları sevenler için tavsiye edilir…
Modern Bireyciliğin Mitleri
Modern Bireyciliğin MitleriIan Watt · Boğaziçi Üniversitesi Yayıncılık · 201418 okunma
·
83 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.