Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kelimeler, Kafamıza İnen Darbeler ve Hakikatler
Kelimeler gelişigüzel imal edilmiş şeyler değildirler. İçerilerinde hakikatler, yakalanırsa mükemmel ağlar ve doğruya ulaştıran bağlar vardır. Zaman içinde zaman zaman zamanı da aşarak aşkınlaşmış hale gelirler ve dâima ötelerden bir haberi muştulamaya meyyaldirler. Önce kelam vardı sırrı bu hakikati haykırır bize. Konuşmak bir indirgemedir muhakkak, hangi dil olursa olsun içerimizde olan o susuzluğu, his coşkunluğunu bize sunmak için hiçbirisi yeterince hazır olmasalar da bir kısmı yukarıda da değindiğim gibi bizi ifade noktasında daha da köklüdürler. Köklü olmanın manası modern insan için pek de mühim olmasa da hakikatte kökü olmayanın bugünü de olmaz. Çünkü bugün dünün devamıdır ve yarına köprüdür. Dayanağı olmayan bir şey yok olmaya mahkumdur ki bu şey daha kendini ayakta tutamaz, nasıl olur da ötesine hakikatin haberini verecektir? Bizim kelimelerimizi kopardıklarından, lime lime ettiklerindendir bu köksüzlüğümüz. Dolayısıyla etrafta avara avare dolaşmamız… Dünümüzü tespit edemiyoruz ki bugünümüze çare bulalım. Hastalığından haberi olmayan mâlul kimse hastalığının tebitinde bulunmadan neyine çare arayacaktır? Kim ne derse desin,',inkılaplar içerisinde en âfeti harf inkilâbıdır. (Dikkat edin, inkılap demiyorum inkilap diyorum, yolu kelbleşmeye değin çıkıyor!) Ne Cumhuriyet Halk Partisi ne de kurucu felsefesi yalanını ortaya atanların felsefeleri ne de vatan sathına arzedecekleri bir programları olmadı hiç. Onlar bu milletin ananelerinin ve tüm mukaddes şeylerinin köküne kibrit çakmak için vardılar ve görevlerini yaptılar. Bizim halimiz de ringte rakibinden sıkı bir yumruk yiyip nakavt olmaklığa varmış boksörün çalışıp ne olursa olsun râkibini yenme seviyesine ulaşmak yerine bu yumruğu mahalle kadınları gibi konuşan, konuştukça da ağlayan zavallıların hâline benziyor. Kalk ayağa ve artık konuşmayı bırak da yumruğu indir karşındaki adama diyecek olsanız bu mâlul ve aciz adam karşısındaki boksörün aslında kendisine zarar vermek istemediğini dolayısıyla onu kendinden gördüğünü itiraf edecektir. Türkiye'deki İslâmcı, sağcı, muhafazakar siyasetçileri ve amansız mukallitlerinin hali bugün bundan ibarettir. Fikri bir yazı yazacak idim, etimolojik tahliller üzerinden zihin dünyamızda kapılar açma niyetindeydim ancak kafasına ağır bir darbe indirip gözlerini açmalarını istediğim kardeşlerim var. Artık hakikati siyasete kurban etmekten vazgeçmeli. Akideyi hafife almaktan, birileri yaptıysa doğrudur kabilinden tevile başvurmaktan… Yeri gelince ehveni şerreyn mevzuunda üzerimize düşeni yaparız. Ama yola ehveni şerreyn (iki şer arasında hafif olanı seçmek) mottosuyla çıkanlar tüm şerleri üzerlerinde topladılar da hâla birileri bu kaideye sığınmakta ısrarcılar. Madem bu kadar hassassın İmam Nesefi "Üzerimizde imamımız olmadan geçen bir günümüz dahi caiz değildir" diyor, nerede imamın senin? Sakın sakına siyasi rantları için yeri gelince sembolik olarak bu makama göz kırpanları bana gösterme! İslâm inkılabının önündeki en büyük engeller Müslümanlar bugün.(Yâni biz) Çünkü teslim olduklarını zannettikleri merci İslâm'dan daha çok sivilize edilmiş vatandaş kimlikleri. Bu günlerde çıkan aftan hepimizin haberi vardır. Bu af ne 28 Şubat mağdurları ne de erken evlilik mağdurlarını (Kime göre erken? Allah katında değil mesela! ) kapsamıyor haberiniz var mı Ey Cemaati Müslimin? Hükümet buna meyletti ancak Chp ayağa kalktı, feminist derneğinden, lgbtsine kadar azgın azınlıklar höt dedi de yerine oturdu. Yıllar önce de B. Yıldırım devrinde çıkacaktı bu. Sümeyye Erdoğan ablamız bi açıklama yaptı. Ardından yine yelkenler suya indi.(Bizim lgbtsinden, feministinden önce başörtülü feministleri izale etmemiz lazım, sen daha kendi bahçendeki pislikleri temizlememişsin komşuna konuşuyorsun meselesine benziyor bu) Siyasete çok mu girdim? Aziz dostum karşımda olsan da daha seninle bu mevzuuda neler neler konuşurum. (Irak mevzusundan tut da, meclise getirtilen İsrail'in bilmem nesi Simon Peres'ine, one minute haykırışının ardından Mavi Marmara davasının düşüşüne kadar neler neler…) Ben inanıyorum ki sana bunlar anlatılmadı yahut anlatanlar hep hikmeti hükümet teranesi çerçevesinde anlattı. Belki bugüne kadar bu mecrada kullanmadığım bir üslup bu, beni yakından tanıyanlar için sorun teşkil etmeyecektir ancak aziz dostum hakikati izhar etmek için bazen kapıyı tıklatmak yetmeyebilir, kırmak evla gelir. Selam ederim ve sana artık siyaseti aşmayı kendimizi yetiştirmeyi, başkaları gibi olmaktan vazgeçip sabitelerimizi sağlam seçmemiz gerektiğini tavsiye ederim. Yol uzun ve yoldaşsız bitmez,gel seninle yeni bir dünya kurmak yerine dünyamızı başımıza yıkanları tespit edelim. Önce tespit, ardısıra tedavi.. Selâmetle..
··
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.