Gönderi

Anlat bana doğduğum şehri, Nazım. Sofya’dan pek küçükken çıkmışım ama Bulgarca bilirmişim... Sofya nasıl şehir? Dinlerdim anamdan, Sofya ufacıkmış, büyümüştür, düşün, kırk bir sene geçmiş. Bir “Park Boris” varmış o zaman. Dadım sabahları götürürmüş beni. Sofya’nın en büyük parkı olacak. Orda resimlerim çekilmiş, durur. Bol güneşli, bol gölgeli bir park. Git, orda otur. Belki rastlarsın önünde oynadığım sıraya. Ama sıralar kırk yıl dayanmaz ya, onlar da çürüyüp değiştirilmiştir. En iyisi ağaçlar, ağaçlar anılardan uzun yaşar... Git orda en yaşlı kestanenin altına otur bir gün. Her şeyi unut, ayrılığımızı bile,sade beni düşün..
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.