KİTAP TAVSİYEM "Yaralı" ALINTILAR Bir aşk anlatılmıyorsa gerçektir... Fiyakalı bir acıya sahibim nicedir. Senli hayallerimin sensizliği öldürüyor bak beni. keşkesi olmayan cümleler kurmaktı hayalimiz; şimdi cümlesi olmayan, yanlız bırakılmış bir keşkeyim... Seni sevince, bulutlar mı iniyor başıma ben mi çıkıyorum onların yanına anlamıyorum... Aşk hayallere tutunurken gerçeklerden düşmekmiş. Aşk ,insanın kendisini başkasıyla yakmasıymış. Aşk kederden gülüş beklemekmiş. Aşk insanın karşısındakini sevmesinden çok onun vereceği acıları sevebilme cesaretiymiş... Hepsine yeterdi yüreğim. Hepsine vardı cesaretim. El olup gitmeseydin... 'Eğer büyük mutluluklara sahipse insan, kaybedeceği çok şey var demektir. Şu garip dünya içinde çok iyi yaşadığımı söyleyemem ama hepinizden daha güzel öleceğim kesin...' 'Doğdum ama çok büyüyemedim. Özür dilerim. Belki anlayamazsınız, belki hafif gelir size söylediklerim ama asıl ben bu hayata çok ağır geldim.' Hayatın anlatamadığını ölüm anlatır mı acaba? diyorum ve gidiyorum. Acınla ölüyorum, gücenme bana... Kimseyi suçlamıyorum. Sadece hayata hiç dokunmadan, kendimi çıkarıyorum. Hayat herkes için değilmiş. Gidiyorum ! Çiçek olsan sen kimin eline geçmek, kimin vazosunda solmak istersin? "Öyle ya, ayrılığın kuralıdır; sen özlersin ama başkası sarılır. Benim bakmaya kıyamadığıma şimdi kimbilir kim dokunuyor! Ben özlüyorum, o sarılıyor..." Sevdiğin insanın geri dönmemesi, sevmediğin insanın seni vurmasıyla eş değerdir... Sızı nedir bilir misin Sızı acı ve ağrının küçük kızıdır. Acının ve ağrının sessizcesidir. Ruhumuzun fark etmediğimiz bir yerinde açılan kağıt kesiğidir. Sızı can yakmaz canın yandığı için sızın olur. Sızı acımaz yanar ... Bir mucize olsa, filmi geri sarsak... En büyük hatama dönsem ve her şeyi düzeltmeye oradan başlasam... "Keşke herkes ömrüne yakışanı bulup, ömrüne eklese..." Birinin size ne hissettirdiğini asla unutamazsınız... çukurlara baka baka yürürken gökyüzünü unutuyorsun... Artık hatırlanmaya değecek kadar bile kalmadın. Seni unutmak hakkım! Unutkan biri değilimdir ama sen bende hatırlanacak hiçbir şey bırakmadın. Benim unutulmuşum olmak bile güzeldir, bil. Aşk mı? Aramızda kaldı; içimizde değil… Yanlış aşkta doğru aranmaz. Ama yine de oku istiyorum. Cümlelerimde gizlenmiş duygudan ne anladığını benim nasıl yazdığım değil, senin nasıl okuduğun belirler. KİTAP HAKKINDA Bazı yaralar sardıkça kanar. Kiminin çöle döner yüreği, kimi içinde bir yanardağ saklar." diyor kitapta...Kaan'ın yarası da böyle. Hande'nin onu terk etmesinin ardından çöldeki kum fırtınaları onu kasıp kavuruyor hiç doğmayan güneşten yanıp kavrulmuş hale geliyor. Hande ansızın gidişiyle Kaan'ı ömür boyu taşıyacağı bir yaraya mahkum ediyor. Kaan ve Hande çocukluk ve okul arkadaşı aynı zamanda lise aşkı... Liseyi İzmir'de beraber okuyup aynı üniversiteyi okuyorlar.İstanbul'da aşk dolu yıllar yaşıyorlar.Kaan Hande'nin olmadığı bir ömür düşünemiyor.Derken, Üniversite bittikten sonra Hande hemen işe başlıyor,Kaan ise henüz bir iş bulamıyor.Bu durum Kaan'ı derinden üzüyor, çünkü okul bittikten sonra evlenmeyi planlıyorlar. Kaan birkaç iş başvurusu yapa dursun, bu arada Hande ise iş hayatına bütünüyle alışıyor. Kaan Hande'nin değiştiğini hissediyor lâkin bunun önemli bir durum olmadığına kendini inandırmaya çalışıyor. Kaan'ın iş başvurularından biri olumlu sonuçlanınca Pazartesi günü işe başlayacağını sevdiğine söylemek için sabırsızlanıyor. Hande'nin onu yapayalnız bırakıp gideceğini bilmeden tabi... Pazar günü buluşuyorlar ve hikaye burada bam telinize basıyor... Buluşmada neler oluyor?Aşk nasıl sonuçlanıyor? Kaan neler duyuyor? Kim ölüyor kim kalıyor anlatılacak gibi değil... Yorumu okuyana bırakıyorum. LÜTFEN SEVDİKLERİNİZE KİTAP HEDİYE EDİN

YaralıKahraman Tazeoğlu · Destek Yayınları · 20148,3bin okunma

·

21 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Zehra Gaylan