Önce çevresine baktı insan, sonra gökyüzüne. Anlamaya çalıştı her şeyi. Var olanların kaynağı neydi, neydi tüm evrenin var olma nedeni? Düşünmek bu yoldaki ilk adımdı. İlk adımı en sağlam şekilde İslâm münevverlerimiz attı muhakkak Batıdan çok çok önce... Kimler mi? El- Kındi, El- Râzî, ibn Sina, Sühreverdi, ibn Rüşd, Katip Çelebi, Ibn Bacce, Gazali, Farabi, Biruni, Harezmi, el-Cezeri, ibn Haldun ve daha kimler kimler...Hemde tek bir alanla ugraşmakla kalmadılar; Din, Dil, Mantık, Matematik, Geometri, Tıp, Astronomi gibi çeşitli alanlarla ilgilendiler; dünyaya yön verdiler. Batı bizden çaldıklarıyla yönünü buldu biz ise bunlar dinde yok hurafe diye tüm bu münevverlerimize yüz çevirip yönümüzü kaybettik. Aydınlanma dönemi dediğimiz dönemde birçok Avrupalı bilim adamı Müslüman alimlerin çalışmalarını kendi çalışmalarıymış gibi gösterdi.
Ancak Bediüzzaman hazretlerinin de dediği gibi: “Osmanlı hükûmeti Avrupa ile hâmiledir; Avrupa gibi bir hükûmeti doğuracak. Avrupa da İslâmiyete hâmiledir; o da bir İslâm devleti doğuracak.”
İlk doğumu yaşadık doğmuş olanın çok da sağlıklı olmadığı ortada ve ölmek üzere, sıra şimdi ikinci doğumda. Bunu da yine günümüzün münevverleri yapacak umudum güzel yarınlara...
Ayrıca Türkiye hakkında çok güzel tespitlerde bulunmuşsunuz. Okuyan, düşünen, sorgulayan, araştıran insanlarımız hala çok. Bu yönde umudumun artmasına vesiledir bu incelemeniz.👏