Renklerden moru ikinci kez elime aldığım bir kitap. Hüzün ve acımasızlığı okurken okura tebessüm ettirebilmek usta kaleme özgü bir özellik. Pulitzer ödüllü roman, siyahi bir kadının içsel savaşını, dışlanmışlığını, hor görülmesini kaleme alıyor. Bu okuduğumda da ilk okumam gibi aynı his ve heyecanla okudum, yüzümde acı bir tebessüm kalbimde umut...
Aşkı, hayatı, sevilmeyi ve sevmeyi dışlanmış bir karakter nasıl keşfeder?
Kitabın bir yerinde. Şöyle bir diyalog hatırlıyorum:
- onu neden dövüyorsun karın değil mi o senin?
- karım olduğu için dövüyorum zaten.
Ne acı. Ne hazin. Kalbinde binbir umutla evlenmiş bir yüreğe karşın böyle bir bakış açısı. Ne yazık ki günümüzde de böyle zihniyetler hala yaşıyor.
Herkese tavsiyedir.