Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kuran'da bahsedilen birbirine karışmayan denizler nerede?
Kuran’da birbirine karışmayan denizler olduğu bildirilir. Üstelik bu ayetlerden birinde ise bunlardın tatlı ve tuzlu su denizleri olduğu da bildirilir. Ayete bakalım “İki denizi salıveren de O’dur. Biri tatlı, susuzluğu giderici; biri ise tuzlu, acıdır. Bununla berâber aralarına bir engel ve aşılmaz bir sınır koymuştur.” (Furkan, 53) ayetlerinde bahsedilen nedir? Oysa sular doğası gereği birbirine karışır. İkisi arasında bir perde/engel vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler.” (Rahman, 19-20) Görüldüğü gibi açıkça tatlı ve tuzlu su denizlerinin karışmadığından bahsediyor. Kuran’a inanmamak için ısrar eden bazı kişiler suların birbirleriyle doğası gereği karışacağı şeklinde yorum yapmaktadırlar. Ayrıca tatlı su ve tuzlu su denizinin biraraya geldiği bir yer olmadığını iddia etmekteler. O halde bizde ispatlayalım. Okyanuslar içinde büyük akıntılar vardır ki tuz oranı ve sıcaklık seviyeleri, içinden geçtiği okyanustan farklı olduğu halde, adeta bir damarın dokuyu besleyecek kanı iletmesi gibi hedef noktalarına iletilirler. Örneğin bunların en büyüklerinden bir tanesi “Gulf Stream sıcak su” akıntısıdır ki Meksika körfezinden başlayarak sıcak suları, Grönland’ın kuzeyine kadar götürerek burada iklimin yumuşamasını ve kuzeyin yaşanabilir bir hal almasını sağlar. “Yolculuğuna Meksika Körfezinden başladıktan sonra Kuzey Amerika’nın doğu kıyılarını takip ederek, Florida kıyılarına oradan da Newfoundland’a hareket eder. Akıntı bundan sonra Atlantik Okyanusunu geçer ve ikiye ayrılır; bir kolu Avrupa’nın batı kıyılarına ulaşır, öteki ise Batı Afrika kıyılarına doğru hareket eder. Kıta sahanlığından akan akıntının sıcaklığı Kıtanın sahilinden akan soğuk güney akıntısıyla ‘Soğuk Duvar’ adı verilen yapıyı oluşturur. Burada akıntının derin mavi suları diğer sulardan rahatlıkla ayırt edilebilir.” tr.wikipedia.org/wiki/Gulf_Stream Görüldüğü gibi bilim bile bu durumu Kuran’da geçen ifadelerle anlatır ve Kuranın Perde dediğini “Soğuk Duvar” olarak adlandırır. Literatürde bu duvara Termoklin ve Haloklin bariyerler denir. “Denizlerin farklı yoğunluklarından kaynaklanan yüzey gerilimi, âdeta bir duvar gibi sularının birbirine karışmasını engeller. (Richard A. Davis, Principles of Oceanography, Addison-Wesley Publishing Company, Don Mills, Ontario, ss. 92-93)” Bu duvar oluşumunun asıl nedeni tuzluluk ve sıcaklık farklarıdır. Okyanusun tuz seviyesinin üstünde tuz içeriğine sahip nehirler okyanus altından akarken, düşük tuz içerikli sular yukarıdan akarlar. Bu sular insan vücudundaki vena (toplardamar) ve arterlere (atardamar) benzer şekilde güneyden kuzeye sıcak su götürür ve oradan dönüp kuzeyden güneye sıcak su transferi yaparlar. Dünya’nın iklimini düzenleyen bu olaya “termohalin sirkülasyon” denir ki “termo” kelimesi akıntıların sıcaklık farkını, “halin” kelimesi ise tuzluluk farklılıklarını anlatır. Dünyanın en büyük akıntılarını gösteren bir figür şöyledir; Resimde gördüğünüz gibi Meksika körfezinden gelen sıcak sular kutupları ısıtır. Bu sular dönerken soğuk olarak aynı rotadan gelir fakat birbirine zıt yönde hareket eden bu akıntılar aynı noktadan geçtikleri halde giden sıcak su akıntısı dönen soğuk su akıntısın üstünden geçtiği için birbirlerine karışmazlar. Adeta biri atardamar biri toplardamar gibi çalışarak Dünya’nın sıcaklığının ayarlanmasına katkı sağlarlar. Thermohaline_Circulation_2-637x400 Meşhur “Gulf Stream” akıntısı ise şöyle bir rota izler. fig-1-golf-stream-overview_thumb Bunlar birinci ayeti ispatlar. Peki ikinci ayetteki tatlı ve tuzlu suyun karışmaması ne demek, bu nerede olabilir? Düşünelim o zaman, denizlerin tatlı su rezervi neresidir? Cevap; kutuplardaki buz denizleri. Şimdi Nature dergisinde yayınlanmış bir makalede ulaşabileceğiniz bilgileri vereceğim. Ekrandaki resim bu makaleden alınmıştır. Gulf Stream sıcak su akıntısı, Grönland buzullarının erimesini sağlar. Burada eriyen tatlı su daha az yoğun olduğu için yukarıda kalır ve güneye inen soğuk tuzlu suyun ise yoğunluğundan dolayı batarak aşağıda kalmasını sağlar. Bu olaya Haloklin bariyer denir ki Tatlı ve tuzlu su arasında bir bariyer oluşumu demektir. Yine suların sıcaklık farkları varsa bir bariyer daha oluşur ki buna da Termoklin bariyer denir. Aşağıdaki iki resimde bu bariyerler gösterilmiştir. Kaynak: leisurepro.com/blog/explore-th... Bu Halocline bariyerinden dolayı kuzey buz denizinde buzul alanlarda, denizin üst kısmında tatlı suya erişebilmeniz ve 50 metreden aşağıda ise tuzlu suya ulaşabilmeniz mümkündür. Doğası gereği hemen karışan su, görüldüğü gibi görünmez bir halocline bariyerinden dolayı birbirlerine karışamamaktadır. İşte böylece tatlı ve tuzlu suyun denizde karışmaması, Kutup denizlerinde net görülür. Figure-1-Layers-in-Arctic-waters-In-the-Arctic-Ocean-a-cold-fresh-water-layer Kaynak: Lique, Camille. (2015). Ocean science: Arctic sea ice heated from below. Nature Geoscience. 10.1038/ngeo2357. Diğer bir görsel; temperature-salinity-density-notes-1112-6-728 Kaynak: rumorfriends.blogspot.com.tr/2011/12/cenote-... Yine Karadeniz’de de 2010 yılında araştırmacılar tarafından büyük ve tuzlu bir denizaltı nehri keşfedilmiştir. en.wikipedia.org/wiki/Black_Sea_... İçinde ağaçlar olan ve birde şelale bulunan, deniz içinde bir akıntıdır bu. Aşağıda 3-D radar görüntüsü verilmiştir. messagetoeagle.com/remarkable-rive... underwaterriver Meksika’da orman içinde Cenota Angelita adı verilen bir yer altı mağarası nehrinin, üstte tatlı su içerdiği altta ise tuzlu su içeriğine sahip olduğu belirlenmiştir. Tatlı ve tuzlu suyun burada neden karışmadığı, kaşifi tarafından yine halocline bariyer ile açıklanmıştır. rumorfriends.blogspot.com.tr/2011/12/cenote-... cenote-angelita-300x189 Anatoly-Beloshchin-Underwater-River-copy Anatoly-Beloshchin-Underwater-River-11-750x420 Resimde, yüzücünün altındaki ikinci tuzlu su birikintisi görünüyor ve bu su, üstündeki tatlı su ile karışmıyor. Bu resim, doğada bu tür durumların olabileceğini göstermesi açısından dikkat çekici olduğu için eklenmiştir. Denizler arasında bariyer var diyen Kuran’a karşı çaresiz kalan bazı kişiler konuyu şaşırtmak için denizlerin yavaşta olsa karıştıklarını söylüyorlar. Ama denizlerin haloklin bariyer olan yerlerde çok yavaş karışması onların haloklin bariyer ile ayrıldığını ve iki ayrı su kütlesi olarak sürekli varlıklarını koruduklarını ve kitlesel olarak denizlerin birbirine girip karışamayacakları gerçeğini değiştirmez. Hâla anlamamak için ısrar edenlere konuyu bir örnekle açabilirim. Örneğin toplumsal bir ayaklanmayı bastırmak için güvenlik güçlerine emir geldi. Güvenlik güçleri bir barikat kurdu. Barikatı aşan tek tük insanlar oluyor ama ayaklanmacı kişiler kitlesel olarak barikatları geçemiyor ve ayaklanmacılar ile normal halk birbirinden bu barikat sayesinde ayrı duruyor. Fakat tek tük barikatı aşanlar oluyor. Şimdi bu az miktarda barikatı aşanlar var diye ortada bir barikatın olmadığını ve iki kitlenin birbirinden ayrılmadığını söyleyebilir misiniz? Evet bilim de bu iki su kitlesinin ayrıldığının farkında ve aradaki duvara soğuk duvar diyor. Bu su kütlelerinin soğuk duvar noktasında çok az miktarda birbirlerine karışması devasa su kütlelerinin birbirlerinden ayrı tutulduğu gerçeğini değiştirmiyor. Sonuç olarak henüz gizemlerinin çok küçük bir kısmı bile çözülmemiş okyanuslar hakkındaki şu ana kadar ki bilgilerimiz bile ayetlerin ifade ettiği denizlerin arasında bir perde ile ayrılması olayının doğruluğunu göstermektedir. Bilimin haloklin duvar adını verdiği bu yapıya denizlerde yer yer gerek akıntılarda ve gerekse farklı yapıdaki suların kavuşma noktalarında karşılaşabilirsiniz. Bu haloklin duvar sayesinde aynı noktada durarak sağınızdan farklı bir su, solunuzdan farklı bir su veya kutuplarda altınızdan tuzlu su üstünüzden tatlı su örneğini yerinizden hiç ayrılmadan alabilirsiniz. Bu iddiaları çürüdü, iddialarına destek olarak bu deniz karışmaması olayının M.S. 50 yıllarında Romalı Gaius Plinius Secundus tarafından yazıldığını dolayısıyla Peygamberimizin bundan almış olabileceğini iddia ederler. Bu iddiaları için şunu söyleyeceğiz. Öncelikle bilginin sözlerine bakalım: “Denize bir borudan akar gibi karışan tatlı suyun özellikleri daha da ilginç ve harikadır. Çünkü suda hayret edilecek özellikler vardır. Kendisi daha ağır olan deniz suyu, kendisinden daha hafif olan tatlı suyu üzerinde taşır. Dolayısıyla tatlı su, deniz suyundan hafif olduğu için deniz suyuna karışmaz ve denizin üzerinde yüzer” (Gaius Plinius Secundus, Naturalis Historiae II, CVI 224) Yazıda dikkat edeceğiniz gibi denize boru gibi akan suyun karışmadığını söylüyor, yani nehirlerin denize aktıkları noktayı kast ediyor ve karşıma olmadığını söylüyor. Bunu gözlemlemiş ve yazmış. Evet nehirlerde denize ilk karıştıkları noktada oluşan haloklin bariyerden dolayı bir tatlı su tabakası oluştururlar. Fakat ayette bahsedilen tatlı su ve tuzlu su denizidir. Yani nehir ve deniz karışması değildir. Ayrıca Kuran mucizelerinin değerini düşürmek için benzer şey İslam’dan önce yaşamış falancanın kitabında da yazılıydı diyen insanlar, Kuran’ın neden hiç bilimsel yanlış almayıp sadece doğruları aldığını nasıl açıklayabilecekler. Farz edelim ki Gaius veya Aristonun neden hiç yanlışlarını almamış. Oysaki bu adamların bilimsel anlamda söylediklerinin bugün yüzde doksanının yanlış olduğu biliniyor. Ama Kuran’da hiçbir bilimsel çelişki yok. Çelişki olduğu iddia edilen ayetlerin çelişki değil bilimsel mucizeler barındırdığını bilimveyaratilisagaci.com adresimizde bilimsel delilleriyle iyice açıkladık. Neden Kuran eski bilginlerin veya toplumların yanlış bilgileriyle dolu değil, neden bir tane bile açıkça çelişki diyebilecekleri ayet yok ta ayetleri eğip bükerek yanlışlamaya çalışıyorlar? Cevabını herkesin vicdanına bırakıyorum. AMA DENİZLER ER GEÇ KARIŞMAK ZORUNDA Denizlerde tuzluluk ve sıcaklık farklarından dolayı suların birbirleriyle karışmadığı alanlar olduğunu bu yazımızda gösterdik. Böyle farklı su kütleleri karşılaşırsa aralarında karışmayı engeleyen bir PERDE oluşuyor ki bilim buna HALOKLİN BARİYER adını veriyor dedik. Bu açık bir Kuran mucizesi olmasına rağmen ateistler bu mucizeyi sulandırmak için “suların Dünya’da karışmaması imkânsız, yavaş ta olsa karışırlar” diyerek mucizenin üstünü örtmeğe çalışıyorlar. Bu iddiayı da bilimsel görünüşlü ideolojik ateist bir site ilk defa ateistlere öğretti ve ateistlerde tutunacak başka dalları olmadığı için bu fikirlerini çürütseniz dahi bırakmak istemiyorlar ve açık bir mucizeyi tam tersine bilimsel çelişki imiş gibi gösterecek kadar pişkin bir durum sergiliyorlar. Buradaki yanılgıları şundan kaynaklanıyor ki, bizler suların karşılaştığı yerde oluşan HALOKLİN BARİYERİN sürekli uzayıp gittiğini ve Dünya’yı çevrelediğini böylece bu suların hiçbir yerden birbirine karışacak bir delik bulamadıklarını iddia etmiyoruz. Fakat ateistler bilimin haloklin bariyer olarak adlandırdığı bu müthiş bilimsel gerçeği sulandırmak için müslümanların böyle bir iddiada bulunduğunu söyleyerek gerçekleri sapıtıyorlar. Elbette ki haloklin bariyer sonsuz kadar uzamaz, haloklin bariyeri bir çizgi üzerinde takip ederseniz bir noktadan sonra zayıflar ve sonra kaybolur. Sular haloklin bariyerin kalktığı bu noktalarda karışırlar. Fakat geri dönüp haloklin bariyerin olduğu yere geldiğinizde burada haloklin bariyerin devam ettiğini ve yıllarca belki yüzyıllarca o bölgede haloklin bariyer olduğunu ve kimyasal yapıları ve sıcaklıkları farklı suların BU NOKTALARDA karışmadıklarını görürsünüz. Bu olayı anlamak istemeyen ateist arkadaşlara bir defa daha tekrar ediyorum, haloklin bariyer olan noktalarda denizler birbirine karışmaz fakat kilometrelerce ileri noktalarda haloklin bariyer yoktur oralarda karışır. Haloklin bariyer olmayan yerlerde bu suların karışması HALOKLİN BARİYER gerçeğini değiştirmez. Bu haloklin bariyer olayı Okyanus bilimciler tarafından çok iyi bilinir. Örneğin Danimarka’da BALTIK DENİZİ VE KUZEY DENİZİNİN karşılaşma noktasında yoğunluk ve sıcaklık farkından dolayı büyük su kütleleri hemen birbirine karışmaz. Aralarında perde (haloklin bariyer) oluşan iki deniz görüntüsü verirler. Bu görüntüyü sürekli orada görebilirsiniz. Aynı görüntüyü alaska körfezinde de görebilirsiniz. Kaynak: Tıkla Denizlerin yoğunluklarının farklı olması eriyen buzul sularıyla alakalı olduğu düşünülüyor. Bu haloklin bariyerin devam etmesi ise buzul sularının DEVAMINA bağlıdır. Yani sürekli bir buzul suyu karışması var ise o bölgeye gittiğinizde sürekli iki farklı renkte ve kimyada denizin BİR PERDE İLE birbirinden ayrıldığını görebilirsiniz. Eğer buzul suyu akıntısı durursa bu perde de bir müddet sonra ortadan kalkar. Yani denizlerde karşılaşan sulardan en az birinin DİNAMİK olması gerekiyor ki zaten ayet te bize iki denizin karşılaşmak üzere salınınca aralarında perde oluştuğunu söylemişti. Yani ayete göre de dinamik bir karşılaşma olması yani bir akış olması gerekiyor. Başka örnek; OKYANUSLAR ALTINDAKİ DALGALAR bu haloklin bariyer sayesinde oluşur. Birbirine karışmayan sular birbiri içinde dalgalanır fakat en sonunda karışır. Sonradan olan bu karışma onların karışmayarak birbiri içinde dalgalandığı gerçeğini değiştirmez. Başka örnek; Okyanuslar içinde SICAK SU AKINTILARI vardır, devasa büyüklükteki sıcak sular bir borunun içinden akar gibi karışmadan kuzey kutbuna gider ve orayı ısıtır. Onbinlerce km boyunca karışmayan sular bu noktada dağılır ve karışır. Şimdi bu suların kuzey kutbunda soğuk sular ile karışıyor olması onbinlerce km boyunca karışmadığı alanlar olduğu gerçeğini değiştirecek mi? Hayır bilim hiç te öyle demiyor. Sular bu onbinlerce km. boyunca haloklin bariyer tarafından boru gibi muhafaza edilir ve atlas okyanusunu geçerek kuzey kutbuna kadar iletilir der. Bu su bariyeri atlas okyanusunda milyonlarca yıldır devam ediyor. Dikkat ederseniz bu sıcak su akıntısının da bariyerini devam etmesi için dinamik olması yani sürekli akan su tarafından beslenmesi gerekmektedir. Sonra kuzey kutbuna varan bu sıcak sular BUZULLARI ERİTİR, eriyen buzullardan çıkan TATLI SULAR Baltık denizi üzerinde kilometreler boyunca oluşan bir bariyerle birbirinden ayrılır. Yani denizin üst 50 metresi tatlı sudur, alttaki kısım ise tuzlu sudur. Gemiyle bu bölgeden geçerken kovanızı denize atıp tatlı su çekebilirsiniz fakat geminizle kilometrelerce ileriye doğru devam ederseniz elbette ki tatlı su seyrelecek ve artık bulunmayacaktır, buralarda denize karışmış olacaktır. Fakat geriye dönerseniz kovanızı sarkıtıp su aldığınız bölgede günlerce, aylarca, yıllarca, yüzyıllarca boyunca tatlı suyun üstte olduğu ve tuzlu suyun altta olduğu bir tablo ile karşılaşacaksınız. Bu eriyen sular da DİNAMİK olmalı, yani sürekli erime işlemi olmalı yoksa bariyer bir müddet sonra kaybolur. Farklı isimlerle adlandırdığın iki deniz birbirine karışmıyordur, fakat suları ise dinamiktir bu noktalardan çıkıp farklı noktalarda birbirleriyle karışabilir. Denizin eski suları farklı yerlere göçer ve karışabilir, fakat denizin yeni gelen suları hâlâ birbirleriyle karışmıyor olacaktır. Bu yüzden aynı bölgedeki deniz suları karışmıyor olacaktır. Bilmem anlatabildim mi?Bunlar gibi okyanuslarda nice haloklin bariyerler var. İşte Kuran size bu tabloyu anlatıyor. Bunu sulandıran bilimsel kılıklı ateist ideolojik bir site ve bilimden anlamayıp sadece ateist abilerini körü körüne taklit ve İslam düşmanlığı ile vakitlerini heba eden ülkemin ateist gençliği ise bu gerçekler karşısında hâlâ kafasını kuma sokmaya devam ediyorlar. Burada kurdukları mantık oyununu anlamanız için bir örnek vereceğim. Mesela siz diyorsunuz ki Türk milletinin erleri 20 yaşında gençlerden oluşur, ordu bu sayede hep genç kalır. Ateist ise mantık oyunu yapıyor ve diyorki insanlar yaşlanmak zorundadır, o yüzden bu dediğiniz doğru değil. Bu mantık oyunu size mantıklı geliyor. Öyle ya insanlar yaşlanmak zorundadır. fakat gizledikleri nokta ise eski erlerin gidip yeni 20 yaşında erlerin sürekli orduya dahil olmasıdır. Aynı şekilde bu denizlerin eski suları er geç birbirine karışır doğru ama yeni gelen sular arasında daima orada bir perde vardır ve denizlerin birbirinden ayrılma mucizesini her daim gözünüzle görebilirsiniz. Yani birinci örnekte genç kalan insanlar değil insanların oluşturduğu ordudur. İkinci örnekte de birbirine karışmayan sular değil suların oluşturduğu denizlerdir. Umarım anlaşılır olmuştur.
··
145 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.