Benim Adım Kırmızı’yı belki on yıl sonra tekrar okumam lazım! Altmış yaşıma merdiven dayamış olacağım o zaman. Dünyaya baktığım pencere genişler mi, daralır mı, gelecek ne getirecek ne götürecek? Daha ilk sayfadan kalın bir sis perdesinin içinde buluyorsunuz kendinizi. Karanlık odalar, renkler, gölgeler, kör olan nakkaşlar… Öldürüldükten sonra bir kuyuya atılmış nakkaş Zarif Efendinin anlatımıyla başlıyor. Şeküre’nin anlatımıyla da bitiyor. Postmodern bir roman. Aslına bakarsanız tüm romanı Yahudi bohçacı Ester’in ağzından okumak isterdim! O zaman Nobel Edebiyat Ödülü alabilir miydi? (2006 Nobel Edebiyat Ödülü) Nasılsa evdeyiz Nobel Edebiyat Ödülü almanın kıstasları neler, Orhan Pamuk neden bu ödülü aldı diye araştırdım. Karşıma cevap olarak şu cümle çıktı; “Kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken, kültürlerin birbirleriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulduğu için” 1964 yılında Jean Paul Sartre ödülü neden reddetti? 1957 yılında Albet Camus kazandı da neden bir oyla Nikos Kazancakis kaybetti? Bana göre Benim Adım Kırmızı’yı bitirebilmek için, sabırlı, detaycı ve meraklı olmanız gerekiyor.

Benim Adım KırmızıOrhan Pamuk · İletişim Yayınları · 201216,1bin okunma

·

4 görüntüleme

Bu yorum görüntülenemiyor

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ali Gülcü