Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Müslüman biri her şeyi bilmek zorunda mı?
ŞEYTAN AYRINTIDA GİZLİ? YA DA ŞEYTAN AYRINTIDA BOĞAR! 100 kapılı bir saray düşünün, normalde 1 kapısı açık 99 kapısı kapalı bile olsa; Akıl bu saraya girilebileceğini hükmeder. Eğer şeytan akla hükmederse ve heveslerimiz sarayı istemiyorsa, bırakın bir kapıyı 99 kapısı açık ve sadece 1 kapısı kapalı saraya bile girilemeyeceğini şeytan bize yutturabilir. Bizi müşkil’de boğabilir. Ehl-i sünnet bir müslüman olmak, ateist olmak ve arasında bir şey olan hadis inkarcısı bir mümin olmak. Elbette birçok ara form(deist vs.) var ama biz bu 3 temel grup üzerinden değerlendirme yapacağız. Bu üç grup, şu üç form(Kur’an, Hadis ve Evren) üzerinden hüküm çıkarıyorlar. Şimdi biz bu yazımızda, tartışılan ayetlerden, hadislerden uzun uzun örnekler verip izaha kalkışmayacağız. Bunu zaten alanında uzman kişiler(Sorularla islamiyet, Ebubekir Sifil, Nur Penceresi, Hüseyin Kemal Gürger vs. Daha pek çok kişi) işinin ehli insanlar hali hazırda yapıyorlar. Biz sadece dışarıdan bir izleyici olarak, bu üç temel grubun düşünce tarzını ve neden içlerinden, Ehl-i Sünnet olanın vicdanlı ve mantıklı bir yol izlediğini deşifre etmeye çalışalım. Hadisler, Evren ve Kur’an bu üçünü yazının başındaki 100 kapılı saray gibi düşünelim. Elbette kişiden kişiye kişiye kapıların sayısı değişebilir. Fakat genel olarak durum şu; Ateistler, Hadis inkarcıları veya Ehl-i Sünnet hiç kimse bu sarayların %99’na itiraz edemiyorlar ve delilerini çürütemiyorlar. Problem %1!’lik kısımda. Ne demek istiyoruz; şimdi ilk olarak Ateistlerin inkar ettiği, Ehl-i Sünnetin ve Hadis inkarcısı’nın kabul ettiği Kur’an sarayını inceleyelim. Bu kitabın %99’luk alanına kimse itiraz etmez, edemez, edemez. Gelecekten gayb’tan haber verişi olsun, meydan okumasına rağmen kimsenin benzerini getiremediği olsun, belagati olsun, tevatürle nakledilişi olsun vs. %99’luk alan bu kitabın vahiy ve hak olduğunu haykırır. Ama %1’lik alan müşkil’dir. Yani anlaması biraz zordur. Görünüşte akla ters gibi gelen, hele meal okuyan bir kişinin kafasını karıştırabilecek bazı ayetler olabilir. Peki hükümlere geçelim. Ehl-i sünnet ve Hadis inkarcıları, %99’luk alanın kendilerine verdiği güvenle bu müşkil kısımları aklı almıyor diye hemen Kur’an-ı inkara gitmez. O müşkil kısımları aklı almıyor diye hemen Kur’an-ı inkara gitmez. O müşkil kısmı anlamaya çalışır ve orayı açıklamaya izaha yönelir. Açıklayamasa bile inkar etmez çünkü sarayın 99 kapısı açıktır ve kapatılamamıştır. Ateist grup ise bu %1’lik alanı bahane edip, Kur’anın tamamını inkar eder. Davasını ispat edebilmesi için %99’luk kısmın delillerinin çürütmesi gerektiğini aklına bile getirmez. Gelelim evren sarayına; yine %99’dan herkes memnundur, yani şu anda dünyaya geldiğimizi varsayalım; kuşların ötüşü, güneşin doğuşu, müthiş çiçekler, şuurlu ve zevk alabilen varlıklar oluşumuz vs. Ateistler dahil herkes bunları memnuniyetle karşılar. Evrenin her tarafını kaplayan düzen, ölçüler, sanat, güzellikler bize sani(sanatkar), alim(ilim sahibi), hakim(hikmet sahibi) bir ilahın olduğunu adeta bize haykırır. Ama Evreninde ‘Müşkil’ kısmı var. Mesela; hastalıklar, musibetler, depremlerde vardır ve akıl bunları ilk bakışta anlamakta zorlanır. Müşkil’dir izah gerekir. Işte Ehl-i Sünnet Kur’an’da olduğu gibi bu %1’den dolayı bütününü inkar etmez ve bunları anlamaya çalışır. Bütün bu hastalıkların musibetlerin aslında bir hikmetleri olduğunu everenin yaratılış amacıyla uyumlu olduğunu izah etmeye çalışır. Hadis inkarcılarının takındığı tavır ise Ehl-i Sünnet gibi bu %1’i izah etmeye çalışırlar ve doğrudan Allah’ı inkar inkara yönelmez ama şer’lerin Allah’ın yaratmadığı gibi ciddi tevhid ve kader problemleri yaşadıklarını da görebiliyoruz. Ateistler ise yine bu %1’lik alandan dolayı bütün evrenin ilim, hikmet, rahmet sahibi bir ilah tarafından yaratılıyor oluşunu inkar eder. %99’luk alandaki delillere karşı gözlerini yumar. Sıra geldi üçüncü saraya. Sahih hadisler ve Sünnet sarayı. Yine peygambere ait ve hak olduğuna dair %99’luk kısımlar delillerle dolu; mütevaziliği, adaleti, dürüstlüğü tavsiye eden hadisler, komşusu açken tok yatılmaması gerektiği, anne babaya saygıyla ilgili hadisler. Bugün bilimsel faydalarını keşfettiğimiz onlarca sünnet uygulaması, gelecekten verilen haberler... Farklı kaynaklardan aynı haberlerin gelmesi gibi uydurmayla ortaya çıkamayacağına dair hem akli hem nakli delil dolu bir %99’luk kısım. Ama yine %1’lik Müşkil kısım var. Ehl-i Sünnet yine benzer duruşa sahip, Kur’an’dan sünnetin otorite olarak kabul edilmesi gerektiği ile ilgili ayetleri de nazara alarak hadisleri inkarı seçmez. Hadis inkarcıları ise bu kez tutarsız tarafta ve bu %1’lik alandan dolayı inkarı seçer. En basitinden Hz. Hızırın bir çocuğu öldürmesiyle ilgili bir ayeti, Müşkil sayabileceğimiz bir ayeti kelli felli bir izaha girişen bu grup, söz konusu bir keresinde Peygamberimizin namazda önünden geçen çocuğa beddua etmesiyle ilgili hadis olunca doğrudan inkara gidiyorlar. Bu gibi %1’lik Müşkil hadisleri bir araya getirerek, bütün hadis sünnet kurumunu otorite olmaktan azlediyorlar ve böylece Kur’an-ı 2000’lerin modern insanlarının itiraz etmeyeceği şekilde bükmeleri çok daha kolaylaşıyor. Şunu çok net görüyoruz; Ateistlerin Kur’an meali üzerinden, bazı ayetlere yaptıkları saldırılarla hadis inkarcılarının, hadis mealleri üzerinden bazı hadislere yaptıkları saldırı metod ve düşünce yöntemi olarak hiçbir farkı yok. Ve her ikisi de kendi başlarına göre, %1’lik kapalı bir kapısı yüzünden 99 kapısı açık saraya girilebileceğini inkar ediyorlar. Peki neden bu %1’lik kısım var? Yani allah %100 de yapabilirdi neden bu Müşkil kısımları bırakmış? Elbette pek çok hikmetleri olabilir ama bizim burda bulduğumuz şu; olay salında tam olarak da burda. Dağların yüklenmekten çekindiği ene dediğimiz o benlik, ilahını anlayıp ona kul mu olacak yoksa kendini ilah mı sanacak? Bence bir kişinin cennet veya cehennem ehli olmasının en temelini bu ikilem belirliyor. Yani ben İlah mıyım ? yoksa ilah’ın kulu mu? Allah’ın emirleri veya hakikat, sadece menfaatlerimize ve modern anlayışlarımıza uyduğunda kabul edilebilen bir şey mi? Eğer öyleyse ilah, Allah değil menfaatlerimiz ve modern anlayışlarımız olur! Yoksa %99’luk kısımda apaçık delillerini gördükten sonra %1’lik Müşkil kısmına teslim olduğumuz bir şey mi? Akıl işlevini kul olarak mı görüyor yoksa ilah olarak mı? Işte bunun ortaya çıkması için aklında aciz kaldığı kısımlar lazım! Ve %1’lik Müşkil alan aklımızı heveslerimizi(kendimizi yani) ilahlaştırıp, ilahlaştırmadığımızı ortaya çıkarıyor. Kendi kendime hep şu telkini yapıyorum; sen sen ol %99’luk alanda binlerce delillerini gördüğün bir hakikatin %1’lik Müşkil kısmına rastladığında inkara sapma. Sen ilah değilsin anlamadığın şeylerde olacak o modern algılarına ters gelen ayetler, olaylar, hadisler olacak illa ki. Ya bir Tevili ya bir Tabiri vardır de, inkar etme. Zaten bunu anladığında, hayat bu hikmetleri bulmaya çalıştığın bir yolculuğa döner. Her açtığın kilitte imanın ziyadeleşir ama kilitleri açamadığın zamanlarda seni inkara yönlendiren şeytana önce %99’luk alandaki delilleri çürütmesi gerektiğini söyle. ÇÜNKÜ SARAYA GERİLEMEYECEĞİ İDDİASI ANCAK BÜTÜN KAPILARIN TEK TEK KAPATILMASIYLA MÜMKÜN OLUR. youtube.com/watch?v=MXSN3jj...
··
136 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.