Karl Marx, kapitalizmin bir ekonomik sistem olarak doğası gereğii "katı olan her şey buharlaşıyor" diyerek bu türden çözümlemelere (ve bu türden metaforlara) kapıyı aralamıştı. Yani kapitalizmden önceki, pek çok katı, maddi gerçeklikler (örneğin, feodalizmin yapıları) kapitalizm tarafından "eritilmiş" ve sıvı haline dönüştürülmüştü. Bu tahayyülü Marx'ın ele aldığından daha ileri götürecek olursak, nihayetinde, atmosferde dağılan gazlara dönüşürler. Ancak, Marx'ın tasvir ettiği bu büyük ölçüde yıkıcı süreçte en önemli nokta, yaratılmış olan yeni sıvıların ve gazların yeni dünyaya içkin bölümler olması ve onu temelden dönüştürmesidir. Böylelikle bu süreç zarfında, hem yapıcı hem de yıkıcı sonuçlar ortaya çıkacaktır (Schumpeter 1976). Marx'ın yüz elli yıl önceki öngörüsü son derece kahince olmakla kalmayıp, günümüzde Marx'ın yaşadığı zamankinden daha da gerçek bir hal aldı.