Kıtlık varsayımı, ekonominin iki merkezi aksiyomundan biridir. (İkincisi,
insanların doğal olarak kendi rasyonel kişisel çıkarlarını azamiye çıkarmaya
çalıştıklarıdır.) Bunların ikisi de yanlıştır; ya da daha doğrusu ancak dar bir
alanda, kuyunun dibindeki kurbağaların, yani bizlerin gerçeğin tamamı sandı-
ğımız bir alanda doğrudur. Çoğunlukla olduğu gibi, nesnel gerçek sandığımız
şey aslında bizim durumumuzun "nesnel" dünyaya yansımasıdır. Kıtlığa öy-
lesine battık ki, gerçeğin doğasının bu olduğunu sanıyoruz. Oysa aslında bir
bolluk dünyasında yaşamaktayız. Bizim deneyimlediğimiz sürekli kıtlık bir
kurgudur: para sistemimizin, siyasetimizin ve algılarımızın kurgusudur.