Kazım Taşkent benim yeni tanıdığım bir büyüğümüz oldu. Kendisi yurt dışında eğitimini tamamlayıp ülkemizde önemli görevlere yükselse de bu alanda okuduğum eserlerde de ismine rastlamadım. Öncelikle eserin bir biyografi havasında olacağını ve içerisinde Kazım Taşkent'in yaşantısının dönüm noktalarını bulacağımı sanmıştım ama kitap bu söylediklerimden oldukça uzak. Eser ülkemizle, kültürümüzle, yanlışlarımızla, iyi yönlerimiz ama ağırlıklı olarak da kötü yönlerim ile ilgili tespitleri içeriyor. Tespitlerin doğruluğuna laf yok. Ancak bir yerden sonra sıkıldım. Kitabın bir bölümü bu şekilde olsa diğer bölümleri otobiyografi ya da hatırat tadında olsa tamam kabul edilir ama 300 sayfa boyunca yazarın yıllardır not aldığı kısa kısa notları okumak beni yordu. Bir de huydur bence çok eleştiren ve bu eleştiri okunu hiç kendisine dokundurmayan adama karşı inancım zedelenir. Bu kitapta da aynısı oldu. Kesinlikle boş kitap değil ama bence bu kadar uzun tutulmasının okuyucuya bir faydası olmamış. En azında kitap fotoğraflarla zenginleştirilse daha da güzel olurmuş. Son olarak ben kitabın 4. baskısını okumama rağmen içerisinde birçok yazım ve noktalama yanlışı buldum. Bence YKY adet yerini bulsun diye kendisinde bu kadar emeği olan birinin kitabını basmış ve gönlünü rahatlatmış. Sonrasında da bir daha kitabın yüzüne bakmamış.

Yaşadığım GünlerKazım Taşkent · Yapı Kredi Yayınları · 200845 okunma

·

112 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.