Bazen o kadar dolu oluyoruz ki en yakınımızdaki arkadaşlarımıza bir şeyleri anlatmak ve onlarla bu duygularımızı paylaşmak istiyoruz. Bir de ne göresin aldığın cevap: -Çok da şaapma ya... En hassas duygularınız, en derin duygularınız bazen o kadar önemsiz görülüyor ki siz yine de içinizde o duyguları tutamadığınız için anlatmak istiyorsunuz. İstediğiniz tek şeyse dinlenmek ve anlaşılmak. Hacı Bektaş'ın bir keçiyi mağaraya götürüp de karşısına alıp anlatıp anlatıp keçinin sakalından tutarak başını indirip kaldırması misali. Bazen sadece anladığını hissettiren bir kişi olsun istersin Akıl vermesin, yol göstermesin sadece dinlesin ve anlasın. Eline telefonu alıp da anlat demesin. Çok da şaapmamak lazım demesin. İşi gücü bırakıp seninle ilgileniyorum mesajını versin.