Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

652 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kitap ile ilgili görüşlerime başlamadan önce konulara daha hakim olabilmek adına kalemim el verdiğince Avrupa’nın Napolyon dönemini ve akabindeki Fransa’nın Restorasyon dönemini anlatmak istiyorum. Eğer kitabı okumadan bu bilgileri edinirseniz daha verimli bir okuma yapmış olursunuz. Napolyon Bonapart adanın Ceneviz Cumhuriyeti’nden Fransa’ya geçtiği yılın ertesinde 1769’da Korsika’da, mütevazı bir İtalyan ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Napolyon 1795 yılında Paris çetelerini topa tutarak Fransız hükümetini çöküşten kurtarmış ve bu başarısından dolayı henüz 26 yaşındayken İtalya seferi için hazırlanmış Fransız ordusunun komutanlığına getirildi. Bu ilk seferinde elde ettiği kesin zaferler sayesinde tüm Avrupa'da tanındı. Sonrasında Kral, Napolyon'dan İngiltere'ye sefer düzenlemesini istemiş ancak Napolyon İngiltere'nin askeri gücünün çok iyi olduğunu bildiğinden daha zekice bir plan yapıp İngiliz sömürgesinde bulunan ancak o dönemde Osmanlı Devleti'nin bir vilayeti olan Mısır'a sefer düzenlemek için Kral'ı ikna etti. Mısır seferi kazanıldı ancak Fransa Mısır'ı elinde tutamadı. Mısır'dan Fransa'ya dönen Napolyon ile destekçilerinin gerçekleştirdiği darbe ile Fransa yönetimi çöktü ve bir müddet sonra da Fransız Senatosu tarafından Napolyon Bonapart Fransa İmparatoru olarak ilan edildi. Napolyon sadece bir askeri deha değil aynı zamanda yenilikçi bir imparatordu. Bu yüzden ülkede yaptığı yenilikçi değişiklikler ile halkın saygısını kazandı. Türkiye için Atatürk ne ise Fransa için de Napolyon odur. Napolyon'un çöküşü Rusya'ya yaptığı seferle olmuştur. Kimi kaynaklara göre 420 bin kimi kaynaklara göre ise 800 binden fazla asker ile Rusya'ya sefere çıkan Napolyon Moskova'yı ele geçirmiştir. Ancak soğuk hava şartlarını hesap edememiş ve geri çekilmek zorunda kalmıştır. Bu geri çekiliş ile Fransa'ya döndüğünde yanında sadece 50 bin asker kaldığı söyleniyor. Yazarımız Stendhal, Napolyon ile Rusya seferine katılıp geri dönüşte de sağ kalan sayılı kişilerden olmuştur. Fransa bu yenilgiden sonra gerileme dönemine girmiş ve 1814 yılında Napolyon tahttan indirilerek sürgüne gönderilmiştir. 1815 yılında sürgünden kaçıp tekrar Fransa'nın başına geçen Napolyon, 1815'in temmuz ayında o meşhur Waterloo Muharebesi'nde kesin bir yenilgiye uğramış ve İngilizlere teslim olmuştur. Bu olaydan sonra hapse gönderilen Napolyon 51 yaşında 1821 yılında mide kanserinden vefat etmiştir. Waterloo Muharebesi'nden sonra Fransa Restorasyon dönemine girmiş ve ülkede Napolyon düşmanlığı başlamıştır. Bu yüzden de kitap kahramanımız Julien Napolyon'a olan hayranlığını devamlı gizlemiştir. Fransa'nın Restorasyon dönemi 1830 yılında Fransa'nın Cezayir kıyılarını işgaline kadarki kendini toparlama dönemidir. Bundan sonraki kısımda spoiler vardır. Bence klasik okurken bunun bir önemi yok ancak yine de spoiler yemek istemeyenleri uyarmış olayım. Bu bilgiler ışığında kitaba dönecek olursak; kitap, kahramanımız Julien'in alacağına şahin, vereceğine karga karakterine sahip Verrieres Belediye Başkanı M. de Renâl'in oğullarına eğitim vermek üzere şatoya taşınmasıyla başlıyor. İncil'i Latince ezbere okuyan Julien tüm ev halkının gözüne giriyor. Ardından M. de Renâl'in karısı Madam de Renâl'e âşık oluyor ve kadını da kendine âşık ediyor. İsimsiz bir mektupla bu olay anlaşıldıktan sonra malikâneden kovulan Julien papazlık okuluna yazılıyor. Orada da tutunamayıp M. de La Mole'un yanında işe başlıyor. M. de La Mole, Julien'in ezberinin kuvvetli olduğunu bildiğinden onu bir salon toplantısına davet edip orada konuşulan her şeyi ezberlemesini ve kendisine 4 sayfa olarak raporlamasını istiyor. Bu salon toplantısındaki konuşmalar beni çok etkiledi. Kitabın kesinlikle bir aşk hikâyesinden ibaret olmadığını anlamış oldum. Bu toplantıdan kısa bir süre sonra Julien'in M. de La Mole'un kızı Mathilde'yı hamile bıraktığı anlaşılıyor ve kitabın final bölümüne bu sayede girilmiş oluyor. Okuduğum kitaplar arasındaki en çarpıcı, en mükemmel ve en heyecan verici kitap sonu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Sayfa 532'de Mathilde'nın babası Marki'ye yazdığı mektubu ve sayfa 553'te bu sefer de babasının Mathilde'ya yazdığı mektubu sesli bir şekilde hiç bitmesin istercesine heyecanla okudum. Kitabın en can alıcı kısmı sayfa 554'teki Julien'in Madam de Renâl'i vurması diye yazmayı planlıyordum ancak sayfa 594'teki Julien'in mahkeme huzurunda olan konuşması kitabın doruk noktasıdır. Dediğim gibi kitabın 100 sayfalık final kısmı muhteşem kurgulanmış. Son olarak yukarıda bahsetmediğim ancak kitabı okurken aldığım notları size aktarmak istiyorum. * Romanda herkes ihtiyatlı olma peşinde. Bırakın kardeşim ileriyi düşünerek davranışlarınıza yön vermeyi, anı yaşayın ve zevk alın bu hayattan. * Kitabın adının Kırmızı ve Siyah olmasıyla ilgili çeşitli düşünceler var. Ancak benim düşüncem şudur: Julien asker olma ve papaz olma arasında karar veremiyor bir türlü. Kırmızı askerliği, siyah ise papazlığı temsil ettiğinden Stendhal böyle bir kitap ismi belirlemiş. * Evliler nedense ayrı odalarda yatıyorlar. Sonradan öğrendim ki o dönemde soylular mertebesindeki eşler sadece ilişkiye girecekleri zaman beraber yatıyorlarmış. * Maximilien Robespierre ismi ve Jakoben topluluğu kitabın birçok yerinde geçiyor. Araştırayım dedim ve şöyle bir sonuç elde ettim: Robespierre Fransız Devrimi'nin liderlerinden biriymiş. Jakoben ise Fransız Devrimi'nin önde gelen kişilerinden Robespierre ve arkadaşlarının da içinde bulunduğu ünlü siyasal topluluğun adıymış. * Okuması çok zevkli bir isim: "Matmazel de La Mole". Sizce de öyle değil mi? Hadi bir daha okuyalım. "Matmazel de La Mole" (: * Kitabın ilk bölümü su gibi akıp gidiyor. Karakter sayısı da ilk bölümde daha az. Ancak ikinci bölümde bir sürü kişi kitaba dâhil oluyor. İkinci bölümün özellikle ilk kısmını okurken zorlandığımı itiraf edebilirim. * Julien'i bazı yönleriyle Sefiller kitabının başkarakteri Jean Valjean'e benzettim. Siz de benzetmediniz mi? Yoksa sadece ben mi benzettim? Acaba hiç benzemiyor mu ki? Neyse bitiriyorum incelemeyi bu kadarı size de bana da yeter. (: Yazdıklarımda yanlış yerler var ise affola. İlk defa bu kadar uzun ve bu kadar çok uğraşarak bir inceleme yazıyorum. Herkese keyifli okumalar...
Kırmızı ve Siyah
Kırmızı ve SiyahStendhal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202210bin okunma
·
43 görüntüleme
Semra Meydan okurunun profil resmi
Matmazel De La Mole 😊😊😊😊 oldukça detaylı bir inceleme olmuş yalnız kitabı okumayanlar için oldukça can alıcı ipuçları verilmiş, kitaba yeni başlayan biri direk bu inceleme sonrası kitabı birakabilir gibi geldi bana en azindan ben öyle yapardim 🙈 Napolyon donemi ile ilgili detayli bilgi vermen oldukca yerinde olmuş. Emeğine sağlık, keyifli okumalar 📚📚📚
Kartal Han Yılmaz okurunun profil resmi
Başta spoiler var diye uyardım. Artık o yazımı dikkate alırlar. Teşekkür ederim yorumun için. 😊
Semra Meydan okurunun profil resmi
Kesinlikle dikkate alinir 😊 keyifli okumalarin daim olsun 📚
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.