Gönderi

Günlük yaşamın curcunasını kırla, dağla değiştirmenin, günümüzdeki tekbaşınalığı yapıcı olarak kullanma yetisini gerektirdiğini düşünüyorum. Bu "fazlasıyla birlikte olduğumuz" bir dünyadan, sessiz kalabilmek, sessizliğin benim için ve benim içimde faaliyetini sürdürmesine izin vermek amacıyla geri çekilebilmeyi gerektirir. Zamanımızın bir özniteliği birçok insanın tekbaşınalıktan korkmasıdır: Yalnız olmak, kişinin toplumsal bir başarısızlık içinde olduğunun işaretidir, çünkü kimse elinde gelse yalnız olmazdı. ... Şüphesiz, bir birey deneyimin bilinçdışı düzeylerinden korkuyorsa, sürekli meşgul kalmaya, çevresinde en yoğun "gürültü"yü muhafaza etmeye çabalar. Tekbaşınalığın kaygısını, sürekli kışkırtılan oyalanma ile önlemek, Kierkegaard'ın güzel bir teşbihle belirttiği gibi, geceleri tencere tava çalıp kurtları uzak tutmak için yeterince patırtı çıkarmaya çalışan ilk Amerikan göçmenlerinin tavrıdır. Bilinçdışımızdan gelecek kavrayışları yaşamımıza alabilmek için, kendimize tek başına olabilme yetisini kazandırmak zorunda olduğumuz açık.
·
1 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.