Kitap, 9 ayrı bilimsel makale ve sonuç kısmında bir rapordan oluşuyor. Kitap, emekli kurmay albay ve Doç. Dr. Hasip Saygılı bey’in Balkanlarla ilgili üçüncü kitabıdır. Her üç kitabı da okudum. Kitaplar birbirlerini tamamlayıcı, destekleyici niteliktedir. Kitapta Rumeli, Balkanlar ve o bölgede yaşayan Türkler ve Müslümanlar hakkında ayrıntılı ve belgelere dayalı bilgiler veriliyor. Balkanların özellikle son yüzyılını, nasıl elimizden çıktığını ayrıntılarıyla anlatıyor. Arnavutlar, Boşnaklar, Türkler, Kosovalılar ve bunların son yüzyıl içinde yaşadıkları hakkında olanı biteni, (siyasi, kültürel, askeri anlamda) okuyup anlayabilmemize yardımcı oluyor; ibretlik ve ders alınacak bilgiler barındırıyor. Yazar, 2010 yılında bölgede NATO - KFOR kapsamında Türk subayı olarak görev yapmış, görevde bulunduğu süredeki gözlem ve incelemeleriyle ilgili bir de rapor hazırlamış, kitaba iliştirmiş; son kısımdaki rapor o rapordur. Raporun dikkate alınması ve gereğinin yapılması, hem ülkemiz ve hem Rumeli (adı anılan Müslüman ve Türk gruplar için) günümüz ve geleceğimiz için faydalı olacaktır. Yazar, Rumeli tarihi uzmanıdır. Yunan, Bulgar ve Sırp komitalarının/ çetelerinin faaliyetleri uzun uzun, ayrıntılarıyla kitapta yer alıyor. Bu çetelere kilisenin, din adamlarının, okulların, öğretmenlerin ve halkın desteği, çetelerle ilişkileri de ayrıntılarıyla ele alınmış. Türk ve Müslüman gruplara, Osmanlı askerine ve siyasilerine neler çektirdikleri, Rusya, Fransa, İngiltere ve Avusturya ile bağlantıları, ilişkileri ortaya konulmuş. Tıpkı Doğu’da Ermenilerin durumuna ve yaptıklarına benzeyen olgular ve şiddet var. Bu ayrılıkçı, terörist faaliyetler yürüten, Türk ve Müslüman düşmanı çetelerin eylem ve taktiklerini kitap sayesinde öğrenebilirsiniz. Panslavizm ve Rus hedefleri için bölgede çalışan iki Rus konsolosun Müslümanlar aleyhine pervasız ve küstahça faaliyetleri ve Arnavutlar tarafından öldürülmeleri, Arnavutların Osmanlı’dan kopmamak için ne kadar mücadele ettikleri açıkçası beni hayretlere düşürdü. Bölgede yaşayan Müslümanlar, maalesef kısa zaman içinde azınlık durumuna düşmüş, düşürülmüşler. Birinci Dünya Savaşı sırasında Sultan Reşad’ın ilan ettiği cihad çağrısını Balkanlarda yaşayan ve ismi zikredilen Müslüman gruplardan yaklaşık 50.000 kişinin karşılıksız bırakmadığı ve Osmanlı ordusuna katıldığını öğreniyoruz. ‘‘Cihad çağrısı karşılıksız kaldı; Müslümanlarca önemsenmedi’’ diyen bazı resmi tarihçilerin söylemlerinin doğru olmadığını Balkanlar özelinde, belgelere dayalı görebiliyoruz. Dünya Savaşı sırasında sınırlarımızın ötesinde kalan o bölgelerden bu kadar katılımın olması çok anlamlıdır, çok mesajlar içermektedir. Bu bölgeden Osmanlı ordusuna gönüllü olarak katılanların bir kısmı Irak, Suriye, Mısır cephelerinde şehit düşmüştür. Meşhur Kut-l Amare zaferinin kazanılmasında emekleri vardır; örneğin Gönüllü Osmancık Taburunun büyük çoğunluğu Balkan Müslümanlarıdır, Arnavuttur; kitap, bu hakikati ortaya koymuştur. Sultan Reşad Türküsü’nün hikayesi hem ibretlik hem hüzünlü, üzerinde düşünülmesi gerekir. Bu türkü üzerine roman yazılması etkili olur diye düşünüyorum. Lise ve üniversite gençliğimize bu türkünün hikayesi iyi kavratılmalıdır. Kitabın belki de eleştirilebilecek kısmı ise şudur: Yer yer tekrarlar olması. Makalelerin yer yer tekrar eden bilgiler barındırması. Tarih, kültür, siyaset, askeri ve sosyal açıdan faydalı olabilecek, bugüne ve yarına ışık tutabilecek faydalı bir eser olduğunu düşünüyorum .#Kitap şuuru

Osmanlı'nın Son 40 Yılında Rumeli Türkleri ve MüslümanlarıHasip Saygılı · İlgi Yayınları · 201643 okunma

·

23 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.