Kitapta köyünden Avusturya'ya gelen Berger'im hikâyesi anlatılıyor. Bu çocuk çok yoksul ve çıtkırıldım bir kişiliğe sahip. O yüzden ilk başta hiç arkadaşı olmuyor. Daha sonra komşusu ile tanışıyor ve çok samimi olmaya çalışıyor. Fakat aradığı samimiyeti bulamıyor. Konusunun kız arkadaşı onu biraz baştan çıkarsa da daha sonra kendine geliyor. Kendine gelme olayı da şöyle, fakir komşusunun kızı kızılcık hastalığına yakalanıyor. Ve Berger de tıp öğrencisi, bildiği kadar yardım ediyor o hasta kıza ve hep yanında duruyor. Onu eğlendiriyor, hikayeler okuyor vs vs. En sonunda bunlar birbirini de sevmeye başlıyorlar ve sürekli vakit geçiriyorlar. İçine Kapalıçarşı'da bir kişilik olan Berger'im hayatı biraz olsun düzene giriyor. Konuşması felan değişiyor. En sonunda ise Berger evinde oturmak ve günlüğüne yazı yazmak için ilk sayfasını açıyor. Elime mürekkep sıçramış sanıp elindeki kırmızı lekeyi silmeye çalışıyor. Ama baktı ki o iz geçmiyor, en sonunda o da kızılcık hastalığına yakalandığını anlıyor. Ve bu hastalık biraz yaşı olan insanlarda ölüme yol açıyor. Berger yataklara düşüyor. Yanında hiçbir dostu olmadan öylece ölüyor. Öldüğünde ise kız kardeşi, komşusu, ve o sevdiği kız geliyor.

KızılStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202229,6bin okunma

·

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İbrahim Adem