Gönderi

Nuri Bilge Ceylan’ın Mayıs Sıkıntısı’nı gördüm. (...) Film, özetinin -film içinde film- yine bayat durmasına, yönetmenin ailesini kullanarak kendine, anlaşılan kendi film serüvenine ilişkin bir film yapmasına karşın hepten kendi üstüne katlanıp gitmemeyi, taze olabilmeyi başarıyordu. Bir belgeseli, en önemlisi de kendine özgü bir temposu olan bir belgeseli andırıyordu. Kimi yanlarıyla uzaktan uzağa İranlı Abbas Kirostami’nin filmi Kirazın Tadı’nı anımsattı bana.
·
7 görüntüleme
Gül okurunun profil resmi
Aynı şekilde NBC'nın Ahlat Ağacı filmi bana, yine Abbas Kirostami’nin Rüzgar Bizi Sürükleyecek filmini anımsatıyor. Özellikle yol sahneleri ve diyaloglar.
Hüseyin T. okurunun profil resmi
"Mayıs Sıkıntısı" da çok sıkıntıya sokan bir film, sıkan bir film.
Gül okurunun profil resmi
Bu tarz filmler kişiye göre değişiyor aslında. Bu görecelik neye göre belirlenir orası da meçhul. Ama şunu diyebilirim ki Tarkovski'ye tahammül eden insanların Nuri Bilge'den sıkılacağını pek zannetmiyorum. :)
1 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.