Gönderi

— Sen, âlimlerin sultanı Baba Veled’in oğlu Mevlâna mısın? Mevlâna şaşkınlıkla, karşısında çakmak çakmak gözlerle: — Benim diye mırıldandı. — Söyle bana içlerinden hangisi daha büyüktü; ermiş Bayezid-i Bistami mi, yoksa Hz. Muhammed mi? Mevlâna, katırı öne doğru mahmuzladı: — Nasıl soru bu? Hiç şüphe yok ki Hz. Muhammed büyüktür. Yaşlı adamın yuları almasına izin verdim ve topluluk tekrar yola koyuldu. Oysa daha sözümü bitirmemiştim. Mevlâna’nın arkasından bağırdım. — Peki, Hz. Muhammed daha büyükse neden “Seni bilmem gerektiği gibi bilemedim” dedi de Bayezid “Zafer benimdir! İtibarım ne büyüktür. Çünkü sadece Hak’la doluyum” dedi. Katır durdu ve Mevlâna eyer üzerinde geri döndü. Kaşlarını çatıp bir süre düşündü. Bu adamın nereden tanıdık geldiğini hatırlamaya çalıştı. Daha önceden karşılaşmışlar mıydı? Mevlâna’nın soruya ilk cevabı kendiliğinden gelmişti ama bu sefer dikkatle düşündü: — Hz. Muhammed hâlâ Allah’ı arıyordu ve bildikleri durmak için ona yeterli gelmiyordu. Bayezid ise Allah’ın içinde kaybolmuştu. O vardığını sandı; ama varmak diye bir şey yoktu.
Sayfa 59
·
6 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.