Ahmet Hamditanpınar'dan Saatleri Ayarlama Enstitüsü ile geldim sizlere. Öyle bir kitapki kesinlikle ara vererek okumamalısınız. Kelimeler günümüze göre daha modern ve anlaşılması bazen zor olduğu için sizi kitaptan uzaklaştırabilir. Bu naçizane bir tavsiyemdir.
Kitabı okurken hissettiklerime gelirsek bir ara Oğuz Atay okuyor gibi oldum. Betimlemeler, cümleler sadece okunduğuyla kalmıyor birçok derin anlam içeriyor çünkü. Belki bundandır Oğuz Atay gibi hissetmem. Konusuna geldiğimizde ise, sıradan bir hayatı olan Hayri'nin başından geçenler olabildiğince sade ve öz anlatılmış. Hayri aslında ne kadar sıradan hayat yaşasa da içinde hep bir cevher var ve zamanla ortaya da çıkıyor.Kitabın Saatleri Ayarlama Enstitüsü olmasının sebebi ise Hayri'nin zamanla açağı bir yer olmasından ileri geliyor. Sonlara gelirken bir alıntıyla bitiriyorum ve kitabı okumanızı ve sohbet etmemizi ısrarla istiyorum. "En iyisi düşünmemekti. Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak. Fakat bir içim var mıydı? Hatta ben var mıydım? Ben dediğim şey, bir yığın ihtiyaç, azap ve korku idi."