Gönderi

528 syf.
·
Not rated
Gönül diledi, el dile geldi; ritmine coşkunun "şiir" ismi verildi. Yağmur olup mısra mısra düştüğü sadırlardan beyit beyit, kita kıta yayıldı kâinata. Dokunduğu sayfalardan çok, dokuduğu gönülleri süsledi. Asker ocaklarından öğrenci mekteplerine, akşam yüzlü konaklarından taç medreselerde, köy evlerinden saray eğlencelerine dek, her mekanı hissiyatını adımladı. Şiirde aşk gibi farklı istikametleri başkalığında yoğrulmuş, sayısız tanımın tarihine dokunmuş. Kimi, uğruna bir ömür hibe ederken, kimi ömrünü ismine sığdırma gayretiyle yorulmuş. Sözün yetmediği güzelliğiyle o, nice kitabın kendisi, nicesininse mevzusu olmuş. Zamanlar, tarifi için yapılan tartışmalara sahnelik ederken adı için çile çekenler, ondaki manaya ne manidar dokunmuş... "Çile" kitabına, "şairliğim on iki yaşında başladı, hikayesi tuhaftır" cümlesiyle başlar ve şairliğini, anne duasına bağladı mukaddimesinde şiiri " süzerek yapmak ve düşünerek bulmak " çerçevesine oturturken, o meşhur poetikasının birinci kısmına " arı bal yapar fakat balı izah etmes" sözüyle giriş yapar. İkinci kısmında aristo'dan Pol valeri'ye kadar şiirin tespiti hakkında adi laflar edenleri eleştirir de hakikati bir mühür bırakır çağ; " bizce şiir, mutlak hakikati arama işidir. Eşya ve hadiselerin, bütün mantık yasalarına rağmen en mahrem, en mahcup, en nazik, en hassas, nahiyesini tutarak ve nispetlerini bularak mutlak hakikati aramak işi..."
Çile
ÇileNecip Fazıl Kısakürek · İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Başkanlığı Yayınları · 021.2k okunma
··
7 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.