Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

.bir arkadaşla sohbet üzerine...biraz araştırdım meraklısı varsa paylaşmak istedim Mühr-ü Süleyman Nedir ? Süleyman (A.S) 'ın Yüzüğünün Hikayesi Kelime manasıyla Süleyman’ın mührü anlamına gelen mührün şekli aslında kesin değildir. Belli bir tarihten sonra kabul edilmiş olan ve şimdi İsrail bayrağında yer alan sembol İslam dünyasında da yüzlerce yıl kutsal olarak kabul edilmiş cami medrese ve geçitlerde mezarlıklarda yüzüklerde padişahların gömleklerinde tılsım olarak yerini almıştır. Daha sonraları ise farklılık yaratmak için sembol bazen doksan derece çevrilerek kullanılmıştır. Batı dünyası bazen büyü kitaplarında bazen noterlik işareti olarak, basımevi markası sonraları bir çok akımın sembolü olmuştur. Hz.Süleyman Peygamber’in yüzükle olan ilgisi onun bir imtihandan geçişi şeklinde ele alınır. Yokluğunda bir cariyesine emanet ettiği yüzük mührü bir cin onun görünümünü alarak ele geçirir. Yokluğunda pek çok fitne fesat hazırlar, örneğin tahtına büyü kitapları koyar ve iftira atar. Oysa Hz. Süleyman yüzüğün yokluğunda kendine dönecek ve gücünün kaynağı olan asıl çekirdeğini özünü bulacaktır. Yüce Kitabımız Kuran-Kerim bu konuya atfen şöyle der. "Süleyman’ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı.” Bakara Suresi / 102 Ayrıca Neml suresi’nde Hz.Süleyman Peygamberin(a.s) gelişini duyan karınca beyinin kendi halkına seslenişi efsanevi Seba Melikesi’nin tahtının göz açıp kapayana dek ışınlanışı ve olağanüstü pek çok şey anlatılır. Karınca vadisine geldiklerinde bir karınca şöyle seslendi: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin ki, Süleyman ve orduları farkında olmayarak sizi ezmesinler.” Neml / 18 "Kendinde Kitap’tan bir ilim olan kişi de şöyle dedi: "Ben onu sana, gözünü açıp yumuncaya kadar getiririm.” Derken Süleyman, tahtı, yanında kurulmuş görünce şöyle konuştu: "Rabbimin lütfundandır bu. Şükür mü edeceğim, nankörlük mü diye beni denemek istiyor. Esasında, şükreden, kendisi lehine şükretmiş olur. Kim de nankörlük ederse bilsin ki, Rabbim Ganî’dir, cömerttir.” Neml / 40 "Onlar Süleyman için, mihraplardan/kalelerden, heykellerden, havuzlar gibi çanaklardan, yerinden kaldırılamaz kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Davûd ailesi, şükür olarak iş yapın! Kullarım içinden şükredenler o kadar az ki! ” Sebe / 13 "Sonunda, Süleyman için ölüm hükmünü verdiğimizde, onun ölümünü, değneğini yiyen dâbbetül arzdan/ağaç kurtçuğundan başkası onlara göstermedi. Süleyman yere yığılınca, açıkça anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap içinde bekleyip durmazlardı.” Sebe / 14 ” Yüzük kimdeyse Süleyman Odur " Yahudi inanışlarına göre Hz.Süleyman’ın emanetlerinin bulunduğu yerin daha sonra Haçlı Seferleri sırasında Kudüs’te arandığı, Tapınak Şövalyelerinin yerini bulduğu ve kutsal bazı emanetlerle Avrupa’ya döndükleri iddia edilmiştir. Kimileri kutsal kadeh Graal’ı, kimileri Felsefe Taşı’nı, kimileri ise Mühr-ü Süleyman’ı bulduklarını düşünmüşlerdir. Tapınak Kral Süleyman’dan sonra yağmalanacaktır ancak o zamana kadar Hz.Musa (a.s) dan beri nesilden nesile saklanan Hz. Musa’nın emaneti olan Ahid Sandığı’nı (orijinal Tevratın levhalar halinde içinde bulunduğu Tabut-i Sekine) muhafaza edecektir. Günümüzde kabul gören sembol göğün ve yerin birleşimini gösterir. İki üçgenin biri göğe biri yere dönüktür. Sembol bir yönüyle insan varlığının maddi bedenini ve ruhunu, bundan oluşan bütünü, bir yandansa dişil ve eril prensipleri, maddi ve manevi değerlerin bütünlüğünü gösterir. Doğunun Yin ve Yang’ına benzer bir semboldür. Dünyaya giriş ve çıkış noktalarını temsil eder. Kimi farklı bakışlar ise şekilde iki piramit görür. Özellikle Selçuklu dönemi paralarında ve eserlerinde sıkça kullanılan sembol artık günümüzün gerilimli zaman ve dünyasında İslam ve Hıristiyan toplumlarınca terkedilmiş hatta anlamı bilinmediğinden bir çok tarihi eserde de tahrip edilmiştir. Süleyman (a.s.) peygamberlerin en zenginlerinden ve kendisine krallık verilen bütün cinleri,perileri,hayvanları,rüzgarları ve tüm doğa olaylarını da bu vasıta ile yönetip hayvanlarla konuşabilen bir peygamberdi. Süleyman (a.s.)’ın parmağındaki yüzük bütün cinleri toplayabilme ve egemenliği altına alabilme özelliğine sahipti. Fakat Süleyman (a.s.) vefat ettikten sonra yüzüğü kayboldu. Çünkü bu yüzüğe kim sahipse bütün cinn ve hayvanları yönetebilecekti.
·
30 görüntüleme
emin okurunun profil resmi
Bu mesele Nasreddin Hocanın kavuğu gibi. Hani hoca mektubu okuyamaz, muhatabı da 'başındaki kavuktan utan' deyince 'keramet kavuktaysa al sen oku' deyip kavuğu çıkarır ve adama verir. Keramet kavukta değil. Musa'nın asası nasıl sıradan bir odunsa, Süleyman'ın yüzüğü de sıradan bir yüzük. Asayı mucizevi kılan Musa'dır. Yüzüğü mucizevi kılan da Süleyman. Peki o zaman nedir bu efsaneler? Aslında cevap çok basit: Her şeyi materyalist zihniyetle anlamaya çalışan insan, gücü yüzüğe verme yanılgısına düşüyor ve ortaya böyle efsaneler çıkıyor. Süleyman atlanıyor, gücü aldığı kaynak, yani Allah atlanıyor ve geriye kala kala basit bir yüzük kalıyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.