Kitabın kendine özgü bir dili var. İlk sayfalarını okurken hiçbir şey anlayamadım, Ermenice kelimeler vardı. "Malafa Okuma Klavuzu" üzerinden kelimelerin anlamlarına bakınca kısa bir süre sonra kitabın diline alışıyorsunuz.
Kitapta Antalya'ya gelen bir grup turistin acenta vasıtasıyla girdikleri Topaz Jewellery Center isimli kuyumcudaki tezgahtarlarla olan hikayesi anlatılıyor. Kitapta yaşam ve satış dünyası arasında paralellik kuruluyor.
Kitabın sonuna doğru şaşırıyorsunuz. "Dünya bir tezgahtır. Tezgahın hangi tarafında hayat olduğuysa ancak ölünce anlaşılır." cümlesi kitabı özetlemiş.