Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

171 syf.
·
Puan vermedi
Hicret! Hiç şüphesiz hicret denilince akla Müslümanların büyük hareketi hicret olayı gelir. Ki zaten Ali Şeriati de kitabında bundan uzun uzun söz eder. Peki, konu sadece tarihsel bir süreç ve menkıbelerden mi oluşuyor. Gelin bakalım. Ali Şeriati için onu tanıdım diye bilirim. Zira bu aralar onunla ve hayat görüşü ile yakından ilgiliyim. Ali Şeriati bunu bir tarihsel süreç olarak anlatmıyor, bunu menkıbe anlatmak içinde yapmıyor. Farkındalık istiyor. Hicret şartları ve gerekliliklerini anlatıyor. Ve bunu en etkili hicreti yapan dünya tarihinde en etkili insan üzerinden Hz. Muhammed (sav) üzerinden yapıyor. Hz. Muhammed’in hicret olayını başlatması Yesrib ile başlamaz. Bunun öncesinde Habeşistan’a küçük kafileler halinde hicret başlatır. Sahabenin gördüğü işkenceleri önlemek için gidin der, Habeş kralı Necaşi adil bir hükümdardır. Sizi ağırlayacaktır. Bizim buradaki farkındalığımızın olması için Peygamber’in hayatına hakim olmamız gerekiyor. Peygamber Efendimiz coğrafi bilgisini, siyasi stratejisini kullanmasının yanında o dönemde çevresinde var olan ülkelerin de halinden haberdar olması, sosyal haklarına düşkünlük, işkenceye ve köleliğe karşı oluşu... bunun gibi düşünceleri onu eşsiz bir Önder yapar. Gösterdiği yollar yanında saf tutan sahabelerin her zaman güvenini sağlar. Ve söylediği çıkar, Müslümanlar kendilerini kabul edildikleri rahatça ibadet yaptıkları bir Hıristiyan ülke bulur. Bunun üzerine zincirleme bir takım olaylar olur. İkinci hicret derken, asıl hicret hazırlığı başlar. Bir hicret ki Yesrib Medine olmaya hazırlanıyor. Doğup büyüdüğü topraklardan, sevdiklerinden ayrılan muhacirler bambaşka bir hayatın içinde buluyor kendini. Ve işte Medine’de bir devletin temelleri atılıyor. “Hicret, küçük ve basit bir şey değildir. Hicret, her türlü bağı kesmektir.” Bir amaç varsa bunun uğruna her zorluğa katlanılır. Sahabeler dini tebliğ için hayatları boyunca bunu yaparlar. Ali Şeriati bu hayatlardan aldığı örneklerle hicreti tanımlar: “Hicret, ilk önce nefislerimizdeki her türlü gayri islami anlayış ve duygulardan arınmak, amellerimize yerleşen gayri islami davranış ve alışkanlıkları terketmektir. Hicret insanın en çok sevdiği, fakat Allah'ın dininin yaşanmasına engel olduğu zaman vatanın, milletin, ailenin, sosyal sınıfın, makam ve mevkinin Allah'ın dinine hizmet etmek için terk edilmesidir. Hicret bir kaçış değildir. Aksine kafirlere ve zalimlere terkedilen haklarımızı geri almak, mücadelenin şartlarını yaşanır hale getirmek için hazırlanmaktır. Yani geri dönüş ve hesap sorma eylemidir hicret." Hicrette etkileyici birçok olay vardır. Devenin mescid yeri seçmesi ki muazzam bir anlatımla anlatır bunu Ali Şeriati. Peygamber evinin yapılması ve kapının yönünün seçilmesi. Mescidin içine açılan bir kapı ister peygamber ve ona gelmeden herkes önce Allah’ın evine gider. Mescitten geçer, Onun evi halktan başkasına açılmayan bir ev olacaktır. Ensar ve muhacirler arasında herkesin kendine bir kardeş seçme olayı yani halkı birbirine yakınlaştırma. Allahın selamını kardeşlik bağıyla bağlama, Sıla-i rahim yaratma halk arasında saygı be sevgiyi pekiştirir. Hicretin yapılma maksatları özgürce, kardeşçe ve imanlı yaşamak değil miydi. İşte temeller bir bir atılıyor ve büyük dönüş için tüm cevherler eteğindeki taşları bir bir atıyor. Bunu ilk hutbede görüyoruz. İlk Hutbe! “Birbirinizi” her zaman seviniz, İslam, muhabbettir. Halk, Allah'ın ailesi ve namusudur. Allah'tan daha namuslu hiç kimse yoktur! Bana Hıristiyanlar gibi dalkavukluk ve yaltakçılık yapmayın. Beni sadece Allah'ın kulu ve resulü olarak adlandırın." “Asla benim önümden kalkmayın ve büyüklerini yüceltmek için ayaklananlar gibi olmasın.” Şu sosyal kurulların adaleti ve asaleti hicretin büyük inkilabı doğurmasındandır. Ve şimdi bize: “Muhammedî yaşama biçiminin örnekleri gereklidir. Biz hayatımızı Kur'an'a uydurmadıkça fitneden kurtulmuş olamayız.” “Çağ, yoksul, umutsuz ve onursuz bırakılmış milyarların varlıklarına bir anlam arama çağıdır. Çağ, milyarların varlıklarını bir anlama kavuşturma çabalarının sergilendiği bir çağdır. Çağ yaşanmaya değer hayatı, mukadder olan geldiğinde yaşanmış olmaktan pişmanlık duyulmayacak hayatı mutlaka ve mutlaka gerekli kılan bir çağdır. O halde 'ilk insan gibi', ya da 'Son Peygamber' gibi yerimizden doğrulalım, kalkalım, bize hiç yoktan verilmiş olan ve bizden mutlaka alınacak olan bu hayatı Allah razı olsun diye değerli kılalım, vahye uyduralım...” Hicret hareketini gerçekleştiren bugünün dünyasını oluşturanlar için de şunları söyler: “Avrupa'nın maceracı insanları kendi ülkelerini terkedip yeni kıtalara hicret etmekle bugünkü büyük ve ileri toplumun temelini atmışlardır. Üstelik bu insanlar ülkelerinde kalacak olsalardı, ya katil, ya da soyguncu olacaklardı İnsanlık tarihindeki kapalı ve açık dinlerin, kapalı ve açık toplum ve uygarlıkların incelenmesi şu gerçeği ortaya çıkarmaktadır ki, hicret fert veya toplumun yer'e bağımlılığını koparır, onu (fert veya toplumu) bağımlılıktan kurtarır. Hicret, insan ve toplumun dünya görüşünü değiştirir ve sonuçta da dinsel, fikirsel, duygusal donukluğu ve gerilemeyi iptal eder, toplumsal çürümeyi önler. Topyekün bir hareket ve toplumsal bir diriliş sebebi olan hicret, insanı, içinde bulunduğu dört donuk unsurdan (Tarih, toplum, tabiat ve ten) kurtararak yüce ve kâmil makamlara ulaştırır.” Cesareti olmayan yüzlerce hatta milyonlarca insan kendi doğdukları şehirde doğar, yaşar ve ölür. Bu hareketsiz yaşam anlayışının işaretidir. Aile mezarlıklarının olması bunun en bariz örneğidir. Hayatı ve inancı için yaşayan herkes kendi ülkesinden çok uzakta eşimden, çocuğundan, anne baba, akrabasından çok uzakta ölüp gidiyor. İnkılabın en keskin şartı da bu seni bağlarından koparıyor. Hz. Peygamber’i doğduğu şehirden kopardığı gibi. Anne, amca, baba, eş ayrı ayrı yerlerde olduğu gibi. Yaşamda ve ölümde ayrılığın olmasıdır hicret. Hicret kolay değil! Hicret bir menkıbe olarak anlatılacak bir olay değil! Menkıbe olarak alın ağlayın ama yaşanan gerçekleri görerek. Son olarak Ali Şeriati için hicret hayatının sürgünleri ve sonu oldu. Özgürlüğüne kilit vurmamak için hayatını değiştirdi. Onun inkilabı kitaplarda sonsuzluğa kaldı. Çok zamanınızı almayacak ebatı ile sizlere muazzam bir anlatım sunuluyor. Bence bir uğrayın. Keyifli okumalar!
Her Hicret Bir İnkılaptır
Her Hicret Bir İnkılaptırAli Şeriati · İhtar Yayınları · 2000185 okunma
·
64 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.