Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kaçak çay ve kürtçe kaset gerçeği...
Biz kaçak çaya alışık olduğumuz için Batı illerine gittiğimiz zaman valizimize bir-iki kilo kadar kaçak çay koyar ve yolda yapılacak bir aramada el konulmaması için dua ederdik. Çoğu zaman aramalarda valizimiz açılır ve bütün ricalarımıza karşın az miktardaki çayımıza el konurdu. Batı illerinde yaşayan akrabalarımıza götürebileceğimiz en kıymetli hediye kaçak çay ve Kürtçe kasetlerden ibaretti. Kürtçe kasetler de valizlere konmaz, otobüsün içinde bir yere saklanır ve bulunduğunda da sahip çıkılmazdı. Bu kasetler evden eve, elden ele dolaşır ve kopyaları yapılırdı. Komşulardan dinlemek amacıyla emanet kasetler alınırdı. Önceleri iki teyp yan yana getirilerek kopyalanan ve çok bozuk ve kalitesiz bir ses ile dinlenen bu kasetler, daha sonraları çift kasetçalarlı teyplerin yaygınlaşması ile nispeten daha kaliteli bir şekilde dinlenmeye başlanmıştı. Hatta bu kasetleri gizli olarak çoğaltıp satan ve bu şekilde geçimlerini sağlayan bazı kişiler de mevcuttu.
··
67 görüntüleme
Dijwar okurunun profil resmi
Annem ve babamdan duyduğum ve bildiğim kadarıyla o dönemler Şivan Perwer en çok dinlenen sanatçıydı. Şivan Perwer kasedi görülseydi birinde, o kişi günlerce işkence görürdü. Sonra hiçbir şey olmamış gibi dışarıya bırakır giderlerdi... Annem, dedemin kaş kemiğinden aldığı darbe sonucu oluşan sakatlığın sebebini kürtçe kaset olduğunu söylemişti. Kürtçe kaset bulundurduğu için işkence görmüştü... Dedem hala dinliyor. Ve tüm çocuklarının ismi Kürtçe'dir. Kürtçe kasetleri toprak altına bir poşet veya büyükçe konserve kutular arasında saklarlardı. Yani demek istediğim baskı ve zulüm ile hiçbir halkı kendi dil ve kültüründen edemeyeceksiniz. O yıllarda bile bunu başaramadınız, bu dedelerin ve annelerin milyonlarca çocuğunu asla sömüremeyeceksiniz...
Dijwar okurunun profil resmi
Sonraları, Almanya’ya işçi olarak giden vatandaşlar, izin için geldikleri zaman çok daha kaliteli Kürtçe kasetler getirmeye başladılar. Kanunen yasaktı ama hemen hemen her evde bir şekilde siyasî içeriği olmayan ve daha çok folklorik özellik taşıyan bu kasetler dinlenmeye başlanmıştı. 1970’li yıllarda Kürtçe kaset dinleme ve bulundurma yasağı, neredeyse fiili olarak işlemez hale gelmişti. Çünkü herkes bir şekilde dinliyor, dükkânlarda Kürtçe nağmeler yükseliyor ve düğünlerde hep beraber Kürtçe söylenen türküler eşliğinde halaylar çekiliyordu. 1974 yılının ortalarında Kıbrıs harekâtının yapıldığı günlerde, ilçemiz ilk olarak televizyon yayınları ile tanıştı. Evlere henüz televizyon alınmamıştı, ancak bazı çay ocakları müşteri çekmek amacıyla televizyon almaya başlamışlardı. O günlerde Bağdat televizyonunun yayınları Türk televizyonlarından çok daha net bir şekilde seyrediliyordu. Zaman zaman Mehmet Arif Cizrawî Bağdat televizyonunda görünür, bölgemizin zengin folklorunu yansıtan eserlerini seslendirirdi. İşte o zaman çay ocağı sahiplerinin işleri birkaç kat artardı. Çünkü bütün çevre esnafı ve yoldan geçen bütün insanlar mutlaka oturur ve hemşerilerini televizyondan seyretmenin hazzını yaşarlardı. Oturacak yer bulamayan insanlar ayakta durarak bu hasretlerini dindirmeye çalışırlardı. Hatta bölgesel bir adet olarak pek dışarı çıkmayan hanımlar bile, bu anları kaçırmaz, çarşaflarını giyerek bir köşeden sessizce bu yayınları seyrederlerdi. Bir de Kıbrıs Barış Harekâtı ile ilgili haber ve görüntüler yayınlandığı zaman, çay ocaklarının önü çok kalabalık olurdu.
Merve Yıldız okurunun profil resmi
Biraz buruk biraz da mutluluk verici mesele . Kaçak çay meselesi üniversite öğrencilerine yapılan anne jestlerinden 😊kasetleri annemde bahsederdi ,yasak olduğunu sadece kaset ,çay değil bir çok meseleler gereksiz ve nedensiz bir şekil de yasaklanmış. Rahmetli babam biz de puşi denilen erkeklerin kullandığı siyah -beyaz şal yasakmış ve babam bu yüzden tutuklanmış . Bu da kürtlerin çok saçma nedenleri gerekçe göstererek asimile yapmaya çalıştıklarının kanıtıdır .
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.